<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp;&nbsp; Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, taklit, tağşiş ve hileli gıdaların artık yeni sistemde kamuoyu duyurularının anlık olarak, elektronik ortamda tüketicilerle paylaşılacağını açıkladı.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ayrıntılar:&nbsp;Taklit, tağşiş ve hileli gıdaların guvenilirgida.tarimorman.gov.tr internet sitesinde yer alacağını kaydeden Yumaklı, sistemin Çarşamba saat 09.00 itibarıyla kullanıma açılacağını duyurdu.</li></ul>

Canlı Gündem

Çalıştayın ikinci ve son paneli, <a fr-original-style="" href="https://www.atolye.io/?utm_source=aposto" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">ATÖLYE</a>'den Melissa Clissold moderatörlüğünde şubatta düzenlenen ilk oturumda üretilen projelerinin mevcut durumları ve ihtiyaçları üzerine bilgi alışverişi üzerineydi.&nbsp;Panelistler: İbrahim Yılmaz&nbsp;(AHBAP Platformu), Ayşe Sadberk Davarcı&nbsp;(Tech4R), İrem Çetinor&nbsp;(Dünya İçin, KAF Kolektif), Volkan Çolakoğlu&nbsp;(Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği-ÇOHAK), Tahir Can Yamanoğlu&nbsp;(Tasarım İhtiyaç Ağı, EKA Creative Studio), Oğul Öztunç&nbsp;(Tasarım İhtiyaç Ağı, picnic works).AHBAP:&nbsp;Depremlerin ilk gününden itibaren bölgede önce arama kurtarma çalışmalarına başlayan bugün de insani yardım faaliyetlerine devam eden AHBAP Platformu’ndan İbrahim Yılmaz, AHBAP olarak önceliklerinin afetten etkilenen kişilerin erişemediği ihtiyaçları sağlamak olduğunun altını çizdi. Veri yetersizliği sebebiyle ihtiyaçların eksiksiz ve doğru bir şekilde saptanamadığını belirten İbrahim, kadınların hijyen ürünü ve tuvalet ihtiyacının devam ettiğini belirtti.AHBAP olarak gıda ve hijyen alanındaki eksikliklere yönelerek farklı ihtiyaçları sağlamak adına çeşitli kitler oluşturduklarını söyleyen İbrahim, afet bölgesindeki kişilerin iyi oluş hâllerini desteklemek adına kendi ihtiyaçlarını kendilerinin de karşılayabilmesinin önünü açabilmek için bölgedeki marketlerle iletişime geçtiklerini de aktardı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İhtiyaç ne? Afet bölgesindeki gönüllülerin psikolojik ve fiziksel sağlığını koruyabilmek adına gönüllü sayısını artırmak.</li></ul>Tech4R:&nbsp;Afetlere hazırlık ve afet sırasında aktif teknoloji kullanımını önceliklendiren Tech4R ekibi; envanter yönetimi, gönüllü lojistiği, haritalama alanlarındaki uzmanlarla ihtiyaç sahiplerini buluşmayı amaçlıyor. 6 Şubat depremlerindeki koordinasyon eksikliğini çözmek için adım atan ekip; teknoloji, uzmanlık ve gönüllülüğü teknoloji yoluyla bir araya getirerek gelecekte olabilecek afetler için çalışmalarını sürdürüyor. Ekibin şu anda önceliği&nbsp;afet yardımı için paydaşlarını tek çatı altında toplamak&nbsp;ve teknolojik altyapıyı tamamlamak için gönüllü yazılımcıları ekibe dâhil etmek.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İhtiyaç ne?&nbsp;Tech4R'ın projelerine katkı sağlayabilecek gönüllü tasarımcı, yazılımcı ve iletişimciler.</li></ul>Dünya İçin Bir:&nbsp;Atık ve doğa farkındalığı üzerine çalışan ve 6 Şubat'tan sonra odağını depreme çeviren Dünya İçin Bir'in kurucusu İrem Çetinor, gençlerle doğa farkındalığını üzerine düşünmek için çalışmalarını sürdürüyor. Dünya İçin Bir, yakın zamanda hayata geçirecekleri afet bölgesindeki kadınlarla ipek böcekçiliği üzerine bir proje hazırlığında.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İhtiyaç ne? Finansal kaynak sağlamak için fon başvurularına destek verebilecek gönüllüler.</li></ul>Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği (ÇOHAK):&nbsp;Çocuk istismarını "çocuğun bedensel, ruhsal ve gelişimsel sağlığını etkileyen her türlü eylem ve eylemsizliğin tamamı" olarak tanımlayan Volkan Çolakoğlu, afetten hemen sonra afet bölgesini terk eden çocuklu ailelerin barınma ihtiyaçlarını karşılamaya odaklandıklarını aktardı. Afetten etkilenen çocukların travmalarının onarılmasının uzun süre alacağını belirten Volkan, afet bölgesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri için "Çocukla Doğru İletişim Kurma" eğitimleri düzenlediklerini anlattı. ÇOHAK, şu anda öncelikli proje olarak gördükleri "Çocuk Esenliği Merkezi" kurma çalışmalarına devam ediyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İhtiyaç ne?&nbsp;"Çocuk Esenliği Merkezi"nin kurulması için finansal kaynak yaratmak ve yereldeki uzman kişilere istihdam sağlamak.</li></ul>Tasarım İhtiyaç Ağı:&nbsp;Şubat ayındaki çalıştayda boyunca merkezde olan tasarım ihtiyaçlarını karşılamak adına oluşturulan Ağ'dan panele katılan Tahir Can Yarımoğlu ve Oğul Öztunç; ahır, sosyal alan, üretim alanı gibi 6 farklı proje üzerinde çalıştıklarını belirtti. Yaşadıkları temel açmazın acil ihtiyaç alanlarında dinamiklerin çok hızlı geliştiğini ve tasarım süreçlerinin yapısı itibarıyla bu hıza ayak uydurmakta zorluk yaşadıklarını aktaran ikili, Tasarım İhtiyaç Ağı sayesinde tasarım süreçlerine hızlı çözümler bulmak adına danışma kurulunun da olduğu bir ağ yaratmış oldu. Özellikle mimarlık projelerinin geniş zamana yayıldığını ve mimarlıkta sosyal etki odaklı projelerin daha az üretildiğini belirten Tahir, oluşturdukları tasarımcı komünitesinin gönüllülere her zaman açık olduğunu belirtti. Tasarım İhtiyaç Ağı, şu anda disiplinlerarası ve hızlandırılmış tasarım süreçlerini nasıl kurgulayacağını ve&nbsp;sosyal etki odaklı projelerine nasıl sürdürülebilir finans kaynağı sağlayabileceği üzerine düşünüyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İhtiyaç ne?&nbsp;Tasarım İhtiyaç Ağı'nın projelerine destek verebilecek gönüllü tasarımcılar ve ağın organizasyonel yapısına katkıda bulunabilecek gönüllü danışmanlar.</li></ul><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Hatırlatma:&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Projelerin ihtiyaçlarından birine katkı sağlayabileceğinizi düşünüyorsanız ATÖLYE ekibinden Çağla Diriker'le <a fr-original-style="" href="mailto:cagla@atolye.io" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">cagla@atolye.io</a> üzerinden iletişime geçebilirsiniz.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Afet Sonrası Ortak Yaşam ve Topluluk Alanları Çalıştay'ının arşivine <a fr-original-style="" href="https://afet-sonrasi.notion.site/110ff015e4b646c7b4036c93d5bf8744?v=0c48642bb4c14d2ea2c7d638dccb2e39" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">buradan</a> erişebilirsiniz.</li></ul>

Aposto P.S.

Faaliyetler, ihtiyaçlar ve deneyimler.

İlk çalıştaydan projeler ve güncel durumları

Nerede?<a fr-original-style="" href="https://instagram.com/circlebyvertical?igshid=YmMyMTA2M2Y=" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; background-color: transparent; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Circle by Vertical</a>, Caddebostan Mah. Bağdat Cad. No:319-321 / C Kadıköy-İstanbulNe zamandan beri? Nisan, 2022Şefi:<a fr-original-style="" href="https://instagram.com/iitunc?igshid=YmMyMTA2M2Y=" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; background-color: transparent; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">İbrahim Tunç</a>Neden burası? Dönüşüm ve sürdürülebilirlik kavramları gelecekçi bir yaklaşımla tabaktaki malzemeden yerdeki halıya kadar mekândaki tüm unsurlara sirayet ediyor.Neden buranın kereviz dukkah’sı? Kök sebzelerin dokularının yoğun aromalı dukkah’yla kavuşumu. Çıtır çıtır yaprakları, pamuksulaşan kökü ve tatlı ekşi püresiyle kerevizin 3 hâline pancarın topraksılığı eşlik ediyor.İbrahim, bir tabağın ana etmeninin “sözde” çöp olan kısmının diğer tabağın bütünleyici unsuru hâline geldiği menüdeki tüm tabakları, zincirin halkaları gibi birbirlerine bağlı olarak tasarlamış. Kereviz dukkah ise malzemeleri ve hazırlanışıyla kendi içinde dönüşümü anlatan bir tabak.Tabağın odak noktası kereviz ve hazırlık süreci boyunca ilk aşamadan sonuncusuna kadar sebzenin hiçbir kısmı dönüşüm çemberinin dışına çıkmıyor. İbrahim, bu tabağın kendisi için öneminden şöyle bahsediyor: “Bana Circle’ın mutfak felsefesi sorulduğunda bu tarif üzerinden anlatmayı tercih ediyorum. Bir şef olarak, benim için en önemli unsur malzememi aldığım toprak. Kerevizse toprağa en yakın sebzelerden biri. Dukkah reçetesinde kereviz kabuklarını çöpe atmak yerine kereviz tartar olarak tabağa koymayı ve minik de olsa toprak tadı gelmesini bu sebeple seviyorum çünkü Vertical’da topraksız tarım değil toprağı en verimli şekilde kullanmak üzere dikey tarım yapıyoruz.”

apéro

Vertical’da kentsel tarımın nedenlerini ve yöntemlerini inceliyoruz. Tabakta: Kereviz dukkah

Circle by Vertical’ın kereviz dukkah’sı

<img src="https://images.aposto.com/2021/8/2/1632215921434.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">23 Eylül: Gazete dağıtan engelli bir adamın merkez istasyonunda limonata satan bir kıza duyduğu saplantılı aşkı konu eden Merkez Garı / Bab el Hadid, 1958’de <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/cairo-station" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Altın Ayı için yarışmıştı.</a> 24 Eylül: Lulu Wang’in Sundance’de abartıla abartıla Altın Küre kazandırılan ama neyse ki Oscar’ın yüz vermediği “formül: kültür şoku” komedisi Elveda / The Farewell, ya çok seveceğiniz ya da göz devirip “bu muymuş” diyeceğiniz bir iş. Özellikle pozitif insanlara <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/the-farewell-2019" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">tavsiye ediyoruz.</a> 25 Eylül: Rus komedisi izlemedim diyenlere dev hizmet. Kurşunların havada uçuştuğu Aleksey Balabanov filmi Kör Adam / Zhmurki, <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/dead-mans-bluff" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Rusya MTV’sinden ödüllü</a>. 26 Eylül: Muhafazakâr Hristiyan taşra kızı Thelma üniversite için geldiği büyük şehirde arkadaş etkisiyle ateizm, alkol, sigara ve lezbiyen ilişkiyle tanışır ancak babasının aktardığı öğretiler nedeniyle suçluluk duygusu boğazına çöker. Joachim Trier&nbsp;filmi <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/thelma-2017" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Thelma MUBI’de,</a> eleştirisi <a fr-original-style="" href="https://www.tersninja.com/thelma/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Ters Ninja’da.</a> 27 Eylül: Japonya’nın Oscar adayı olarak ilk beşe kalan Yoji Yamada filmi Alacakaranlık Samurayı / Tasogare Seibei, feodal devrin sona yaklaştığı günlerde, dul bir samurayın ikilemlerini konu ediyor. <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/the-twilight-samurai" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Epik bir tarihi dram.</a> 28 Eylül: İşsiz kalan Senegalli İbrahim’e yeğeni para gönderir ancak zavallı adamın çekebilmek için sunacağı bir kimlik belgesi yoktur. Ousmane Sembène filmi <a fr-original-style="" href="https://mailchi.mp/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Havale / Mandabi MUBI’de.</a> 29 Eylül: Günlük hayatın sınavlarıyla boğuşan uçarı bir genç kadın olan Anne’nin yaşamını konu eden Anne at 13,000 Ft., ülkesi <a fr-original-style="" href="https://mubi.com/tr/films/anne-at-13-000-ft" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: currentcolor none medium; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Kanada’da ödüllendirilmişti.</a>

Bu Hafta Ne İzlesem?

<h1>Abdi İbrahim Otsuka: <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmOTk3OTJiNTJlMDAwY2E1NWQ0MCZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cCUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5nb3JtZXpkZW5nZWxtZXllbGltLmNvbSUyNTJG"">Öyle Söyleme, Damgalama</a></h1>&nbsp;Günaydın. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?Bugün Dünya Ruh Sağlığı Günü ve bugün Aposto!’da anlamlı bir markayı konuk ediyoruz. Türkiye ilaç sektörünün lider firması Abdi İbrahim ve Japonya'nın köklü ilaç şirketlerinden Otsuka İlaç’ın ortaklığıyla 2012 yılında kurulan Abdi İbrahim Otsuka, ruhsal hastalıklara yönelik farkındalığı artırmak amacıyla önemli sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.<ul><li><a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmOTk3OTJiNTJlMDAwY2E1NWQ0MCZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cCUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5nb3JtZXpkZW5nZWxtZXllbGltLmNvbSUyNTJG"">"Görmezden Gelmeyelim":</a> Abdi İbrahim Otsuka’nın “damgalamaya” karşı farkındalık yaratmak amacıyla Şizofreni Dernekleri Federasyonu’yla 2014’ten bu yana sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi Görmezden Gelmeyelim, başta şizofreni olmak üzere ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilerin ve yakınlarının yok sayıldığı, dışlandığı bir toplum yapısına karşı mücadele ediyor. Abdi İbrahim Otsuka; Türkiye’de bir ilk olan ve bir şizofreni hastasının hastalığın en yoğun döneminde neler hissettiğini deneyimlemeye imkân veren “Empati Kabini”, şizofreni hastalığının bilimsel tedavi yöntemlerinin olmadığı dönemlerde şizofreni hastalarının nelere maruz kaldığını örnekleyen “Dönen Yatak”, şizofreninin cinsiyet, ırk, dil, kültür, eğitim, sosyal ve ekonomik düzey fark etmeksizin herkesin başına gelebileceğini tasvir eden insan formunda kesilmiş aynalar gibi içeriklerin sergilendiği Görmezden Gelmeyelim - Tarih Öncesinden Günümüzden Şizofreni Serüveni sergisiyle geçtiğimiz 5 yılda İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli’de 2,5 milyonu aşkın kişiye ulaşmayı başardı. &nbsp;</li><li>Türkiye Şizofreni Algısı Araştırması: Abdi İbrahim Otsuka’nın öncülüğünde, Şizofreni Dernekleri Federasyonu ve XSight Araştırma ile bugüne dek Türkiye’de gerçekleştirilen en kapsamlı çalışma olan ve alanında dünyanın en prestijli ödüllerinden biri sayılan ESOMAR Vakfı Ödülleri’nde “Making a difference” dalında ödüle layık görülen Türkiye Şizofreni Algısı, Bilgi Düzeyi ve Şizofreniye Bağlı Damgalama ve Ayrımcılık Araştırması, Türkiye’de toplumun %46,7’lik bir kesiminin “bu konuda yapabileceği bir şey olmadığına” inandığını, %36,8’inin ise hiçbir “konuya dair hiçbir fikrinin olmadığını” söylediğini gösteriyor. Çarpıcı sonuçlarıyla konuya dair farkındalık yaratan araştırma, Türkiye toplumunun büyük bir kesiminin bu konuda çözümün parçası olmaya çok uzak olduğunu ortaya koyuyor. &nbsp;</li><li><a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmOTk3OTJiNTJlMDAwY2E1NWQ0MCZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cCUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5haW8uY29tLnRyJTI1MkY="">Abdi İbrahim Otsuka:</a> Türkiye merkezli Abdi İbrahim ve Japonya merkezli Otsuka İlaç’ın ortaklığıyla 2012 yılında kurulan Abdi İbrahim Otsuka; faaliyetlerini iki büyük şirketin vizyonlarından aldığı güç, bilgi birikimi ve deneyimle sürdürüyor. Merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem hastalıkları, polikistik böbrek gibi nadir görülen hastalıklarda hastaların ve hasta yakınlarının hayatlarını iyileştirmek için yenilikçi yaklaşımlar geliştiren Abdi İbrahim Otsuka, "Şimdi yeni bir adım daha atmanın zamanı geldi." diyor. Abdi İbrahim Otsuka, davranış değişikliklerinin kalıcı olabilmesi için öncelikle konuşma diline dikkat etmek gerektiğine inanıyor ve bugünden itibaren Dilde Damgalamaya Karşı kullandığımız sözcüklere bir kez daha dikkat etmeye çağırıyor. “ÖYLE SÖYLEME” hareketiyle herkesi günlük dilde ruhsal hastalıklara atıfta bulunan söylemleri sözlüğünden çıkarmaya, hasta ve hasta yakınlarının yaşadıkları konusunda daha duyarlı olmaya çağırıyor. "Lütfen, çevrende ruhsal sorunlarla uğraşanları ve yakınlarını düşün. ÖYLE SÖYLEME! DAMGALAMA!" &nbsp;</li></ul>Abdi İbrahim Otsuka’nın Görmezden Gelmeyelim projesine ilişkin ayrıntılı bilgiye ve raporun sonuçlarına ulaşmak için <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmOTk3OTJiNTJlMDAwY2E1NWQ0MCZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cCUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5nb3JtZXpkZW5nZWxtZXllbGltLmNvbSUyNTJG"">bu bağlantıyı</a> ziyaret edebilirsiniz.

Aposto Gündem

Hipodrom gibi kamusal alanlar İstanbul’un yaşadığı dönüşümün temsilini layıkıyla yapabilecek nadir hikâyeleri kapsıyor. O sebeple, geçen hafta şehir sakinleri için duyguların gösterim alanı olan Hipodrom’un doğuşundan bahsetmiştik, şimdi kısaca İstanbul’un farklı kitleleri ağırlamasıyla nelerin değiştiğine bakalım.&nbsp;🎠 Atıl hâle gelen bir alan: Öncelikle, 15. yüzyılın başlarında şehrin liman kenarlarında yöneldiği not ediliyor. Bu da aslında şehrin dillere düşen yaşam tarzının değişen koşullarını gösteren bir ayrıntı. Bunun, meydan gibi güç gösterilerinin ve şenliklerin yapıldığı alanlara da yansıması hızlı oluyor, dillere dolanan eski ışıltısını kaybeden şehrin Hipodrom’u da donuklaşan bir simge. Fatih Sultan Mehmet’in ağaç ve otların bürüdüğü alanı görünce üzüldüğü ve hemen eski hâline getirilmesi için emir verdiği söyleniyor. Fakat tarihte Büyük Saray ve Hipodrom için bir onarım söz konusu değil. Şehrin hâkim kesiminin değişmesiyle alanın adı da Atmeydanı’na dönüşüyor. Sonuçta, dönüşüm dilden başlamalı… Sonrasında da yeni mahalleler kuruluyor. Gerçekten atların satıldığı ve talimlerin yapıldığı bir alana dönüşürken eskisi gibi kalabalıklar ağırlanıyor.&nbsp;<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-11-07T11:35:07.754Z.png"><figcaption>Evliya Çelebi’nin notlarında ve&nbsp;Hünername’de meydandaki Burmalı Sütun’un üç başından birinin şeşber oynarken Fatih Sultan Mehmet (veya bir yeniçeri) tarafından kırıldığı yazıyor. Kırılması üzerine şehri, 40 günlüğüne haşereler basıyor. Çünkü o zamanda bu anıtların şehri koruduğu düşünülüyor ki yaşayanlar da bu sebeple anıtlara dokunmuyor.&nbsp;</figcaption></figure>🐴 Şen günlere dönüş: 10 Eylül 1509’da meydana gelen İstanbul merkezli <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYTY4NmE5MTVhOGI2MDAwNjE0MjMyNCZ1c2VyPTVlNWJlYTE3MDhlZGE3NzU0MjFhZmY4YyZhdXRob3I9NWVjMGRmOWYwMTU3NTkxNmExYzdlMDMzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnRyLndpa2lwZWRpYS5vcmclMjUyRndpa2klMjUyRjE1MDlfQiUyNTI1QzMlMjUyNUJDeSUyNTI1QzMlMjUyNUJDa18lMjUyNUM0JTI1MjVCMHN0YW5idWxfZGVwcmVtaQ=="">deprem</a>, şehrin yıkılmasını sebep oluyor. Tarihe de Küçük Kıyamet (Kıyamet-i Suğra) olarak geçen yıkımın şehrin üzerindeki yaralarının sarılmasının zaman alması sebebiyle II. Beyazıd zamanı daha sakin geçiyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın döneminde ise alandaki kimi anıtların yeni yapıların inşaatında ve hamam döşemelerinde kullanıldığı belirtiliyor. Fakat alan atıl duruma gelmiyor, asla… Hatta bu dönemde Sadrazam İbrahim Paşa ile Hatice Sultan’ın düğünüyle başlayan kutlamalar, 1648’deki Sultan İbrahim’in kızı Atike Sultan ile Kenan Paşa’nın düğününe kadar devam ediyor. Bir gelenek misali kutlamalar için tercih edilen bir alan görevi görüyor.&nbsp;Fakat İbrahim Paşa’nın sadrazam olduğu dönem bir açıdan daha dikkat çekici: 1521’de başarılı “kariyeri” sebebiyle Atmeydanı’nda bir hane talep eden paşanın isteği üzerine kendisine günümüzde Türk ve İslâm Eserleri Müzesi olarak kullanılan yapı tahsis ediliyor. Bu jest, meydandaki kutlamalarda paşanın ev sahipliği yapmasına sebep oluyor. Nitekim, 1526’da kaldırılan anıtlara istinaden nispet yaparcasına Budin Seferi’nden Herkül, Apollon ve Diana heykellerini diktiriyor. Tepki çeken ganimetleri, dönemin şairlerinden Figâni “İki İbrahim geldi cihana / biri put kıran, biri put diken” sözleriyle eleştiriyor. Atmeydanı kutlamaların yanı sıra saraylarıyla da iz bırakan bir meydan olabilirdi; fakat birçoğunun yıkılıp Sultanahmet Camii’nin inşasında kullanıldığını söyleyelim.&nbsp;<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-11-07T11:34:12.919Z.jpeg" alt="hipodrom"><figcaption>1533’te gravür sanatçısı Pieter Coeck van Aelst çiziminde Atmeydanı’ndaki kimi anıtların yıkık ve sarmaşıklarla kaplı olduğu gözüküyor.&nbsp;</figcaption></figure>⏳ 20. yüzyıla doğru: Lale Devri padişahı III. Ahmed’in girişimiyle eğlence mekânları da Haliç etrafına toplanıyor. Şehrin mimari anlayışının da değiştiği bir dönem bu. Yeni yapılan yollar bahçelerle birleştiriliyor. Boğaz ve çevresine yerleşiyor saray erkanı. 18. yüzyılın sonunda padişahların da Topkapı Sarayı’ndan Sadabat Kasrı, Beylerbeyi ve Dolmabahçe Sarayı’na taşınmasıyla Atmeydanı kendiliğinden ışıltısını kaybediyor. Hatta cirit ve cündi oyunları gibi etkinlikler de burada gerçekleşmiyor. Cündi, at üzerindeki akrobatik hareketli performans.&nbsp;19. yüzyılda ise Atmeydanı bir açık hava müzesine dönüşüyor. Çünkü, 1855’te arkeolog Charles Thomas Newton’ın çalışmalarıyla temeli kazınan Burmalı Sütun ve Dikilitaş’ın altından kabartmalar çıkıyor. 1863’teki Sergi-i Umumi, Batı ülkelerinin etkisini kanıtlar nitelikte. Şehrin tasarımı da değişiyor dedik. O, elbette devam ediyor ve gözün çevrildiği yer Avrupa şehirleri. Paris’te yaptıklarıyla nam salan mimar Joseph Antoine Bouvard’dan bir tasarım yapması isteniyor. Paris’i bırakamayacağını belirten mimar ise İstanbul’un fotoğraflarının çekilerek kendisine iletilmesini istiyor. Bir alanı görmeden sürdürülebilir bir tasarım yapmak zor. Nitekim gelen fikirler de bunu <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYTY4NmE5MTVhOGI2MDAwNjE0MjMyNCZ1c2VyPTVlNWJlYTE3MDhlZGE3NzU0MjFhZmY4YyZhdXRob3I9NWVjMGRmOWYwMTU3NTkxNmExYzdlMDMzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5hcmtpdGVyYS5jb20lMjUyRmhhYmVyJTI1MkZib3V2YXJkaW4tdXRvcGlrLXRhcmloaS15YXJpbWFkYS1wcm9qZWxlcmklMjUyRg=="">kanıtlıyor</a>.&nbsp;Atmeydanı’ndan Sultanahmet’e: Meydanın adı 1912’de belediye başkanı olan Cemil Topuzlu’nun döneminde alınan bir kararla Sultanahmet oluyor. Ad değişikliği, yine yenilenmesi istenen bir toplumsal belleğe işaret ediyor. Gerekçe, önceki dönemde yaşanan ayaklanmalar… 20. yüzyılda meydana gelen İstanbul yangınları da daha önce bahsettiğimiz depremin ardından inşa edilen ahşap yapıların yok olmasıyla sonuçlanıyor. İstanbul mitinglerini de unutmamak gerekir. 1919’da İzmir’in işgalini protesto eden halkın buluşma alanında binlerce kişi ağırlanıyor. Peki, biz Atmeydanı adını bir daha hiç duymuyor muyuz? Aslında, 1994’teki büyükşehir belediye başkanlığından itibaren duyuyoruz. Hatırlarsanız, Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasına sahip çıkılmasıyla meydana Atmeydanı yazan tabelalar konuyor. Her sene Ramazan ayında yapılan kutlamalar da eskiyi anımsatıyor.

Aposto İstanbul

Hipodrom gibi kamusal alanlar İstanbul’un yaşadığı dönüşümün temsilini layıkıyla yapabilecek nadir hikâyeleri kapsıyor. O sebeple, geçen hafta başladığımız hikâyeye devam edelim.

İbrahim ile ilgili hikayeler