Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Gökçer Tahincioğlu
Gazeteci ve yazar. 1997-2018 yılları arasında Milliyet Gazetesi’nde muhabir, haber müdürü ve köşe yazarı olarak çalışan Tahincioğlu, 2019’dan beri T24 internet sitesinde Ankara Temsilcisi ve yazarlık görevlerini üstleniyor.
Yüzyıl boyunca koca bir ülke faili meçhul cinayetlerle yaşadı. Davalar, bitmeyen adalet arayışı, yeni cinayetler… Ve manzara gösteriyor ki ikinci yüzyılın başlarında da bu adalet arayışımız, çabamız, mücadelemiz sürecek ve sürmek zorunda.
Tablo karmaşık. Suriyelilerin bir bölümünün geri dönmeyi gündemine aldığı ancak beklemeyi tercih ettiği anlaşılıyor. Bir bölümün gündeminde ise geri dönüş yok. Türkiye’de yaklaşık 800 bin Suriyeli çocuğun doğduğu da düşünülürse kafa karışıklığının uzun bir zamana yayılacağı görülüyor.
Yeni bir yıla giriyoruz, umutlu olmak âdettendir. Ancak umut, öyle piyango bileti gibi insanın “ya çıkarsa” diyeceği bir ihtimal değildir. Umut, inşa edilmesi gereken, ancak o zaman varlığından söz edilebilecek bir yapıdır. Umutlanabilmek için adım atılması gerekir.
Geride bıraktığımız yıla dair hafızamızı yoklayalım. Gündelik hayattaki şiddet vakalarından saldırılar ve felaketlere, CHP'nin yerel seçim zaferinden kayyum ve yeni açılım süreçlerine... Güzel şeyler de olmuştur elbet, ama bunca ölümün, şiddetin, tartışmanın arasında kolay kolay hafızada kalmıyorlar.
Suriye’de Esad ile muhalifler arasındaki çatışmalar bitti ancak belli ki savaş sahada da masada da bir süre daha devam edecek. Suriye’nin geleceği de bundan sonra şekillenebilecek.
Aile Hekimleri Yönetmeliği kapsamında çıkan kurallarla birlikte hekimlerin maaşı da, işi de "hasta değerlendirmelerine", randevu sayılarına, ilaç reçetesi yazma sıklıklarına ve birçok diğer tartışmalı etkene bağlı olacak. Aile hekimleri, yönetmeliği protesto ediyor ancak henüz hükümetten bir yanıt gelmedi.
Yenidoğan Çetesi davasında ortaya çıkan bilgiler ile Türkiye'de sağlık sisteminin son yıllarda geçirdiği dönüşüm de tartışılmaya başlandı. Neoliberal anlayışla yapılan özelleştirmeler, şehir hastaneleri ve özel hastanelerdeki kâr hırsının kesişiminde sağlık sistemimizin röntgeni...
Yenidoğan çetesi davası bu günlerde görülüyor ancak şikayetlerle başlayan soruşturmanın ilk adımları, olay gündeme taşınmadan çok önce atılmıştı. Peki amaç suçun önlenmesiyse, daha önemlisi insan hayatıysa bebekler ölürken, onlarca bebek bu hastanelerde yoğun bakımda tutulurken neden harekete geçilmedi?
"Etki ajanlığı" yasası, muğlaklığı ve kapsamının genişliği sebebiyle eleştiriliyor. Sivil toplum, medya ve toplumsal muhalefet gruplarına karşı siyasi baskıyı artırmak için kullanılabileceği söylenilen yasanın kapsamı ne, kimler etki ajanı olabilir?
Yeni bir çözüm süreci yürütüp yürütülmediğine, şayet yürütülüyorsa bu sürecin yol haritasının ne olduğuna dair haklı bir kafa karışıklığı var. Dünyadaki benzer süreçlerden ayrışan ve örtüşen yönleriyle, iktidar kanadının attığı adımları nasıl okumalı?