Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Gökçer Tahincioğlu
Gazeteci ve yazar. 1997-2018 yılları arasında Milliyet Gazetesi’nde muhabir, haber müdürü ve köşe yazarı olarak çalışan Tahincioğlu, 2019’dan beri T24 internet sitesinde Ankara Temsilcisi ve yazarlık görevlerini üstleniyor.
Yenidoğan çetesi davası bu günlerde görülüyor ancak şikayetlerle başlayan soruşturmanın ilk adımları, olay gündeme taşınmadan çok önce atılmıştı. Peki amaç suçun önlenmesiyse, daha önemlisi insan hayatıysa bebekler ölürken, onlarca bebek bu hastanelerde yoğun bakımda tutulurken neden harekete geçilmedi?
"Etki ajanlığı" yasası, muğlaklığı ve kapsamının genişliği sebebiyle eleştiriliyor. Sivil toplum, medya ve toplumsal muhalefet gruplarına karşı siyasi baskıyı artırmak için kullanılabileceği söylenilen yasanın kapsamı ne, kimler etki ajanı olabilir?
Yeni bir çözüm süreci yürütüp yürütülmediğine, şayet yürütülüyorsa bu sürecin yol haritasının ne olduğuna dair haklı bir kafa karışıklığı var. Dünyadaki benzer süreçlerden ayrışan ve örtüşen yönleriyle, iktidar kanadının attığı adımları nasıl okumalı?
Kadına karşı şiddetin gündemde olduğu bu dönemde iktidar, cezaları artıracağını söyledi. Ancak mevcut yasalar uygulanmaz ve ceza alanlara af çıkarılırken, cezaların artırılmasının nasıl bir fayda sağlayacağı bir soru işareti. Kadın hareketinin talepleri ise daha temel bir zihniyet değişimi ve kadınları koruyan yasaların uygulanması.
Yeni yasama yılının ilk gününde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Parti vekilleriyle tokalaşmasının ardından başlayan "yeni çözüm süreci" kulislerinin bir temeli var mı? Bir süreç söz konusuysa bu gerçekten bir çözüm süreci mi ve ne ölçüde Ankara ile Kandil'in kendi içlerindeki iktidar mücadelelerinden etkileniyor?
Narin Güran cinayeti ülke çapında çokça konuşuldu, ekranlarda bu cinayetin korkunçluğu hakkında tepkiler gösterildi. Peki toplum olarak çocukları gerçekten bu denli önemsiyor muyuz? Fisa Çocuk Hakları Merkezi’nin yayımladığı raporlardan yola çıkarak bu soruya cevap bulabiliyoruz.
Gencecik bir kadın polis hayatını kaybetti. Gerçek nedenleri konuşmak yerine, yine üzerini örtüyoruz. Suç makinelerinin sokağa nasıl bu kadar rahat çıkabildiğini konuşmak yerine çöp poşeti giydirerek, hayvan durum izleme aracı ile adliyeye getirerek alkış topluyoruz.
Sarımsaktan domatese hemen her şeyin istatistiğini tutan TÜİK, kayıp çocuk sayısını 2016’dan bu yana açıklamamış. Rakamlar sadece kayıt tutulması anlamına gelmiyor. Kimin neden öldürüldüğünü, hangi çocuğun nerede, nasıl kaçırıldığını ya da kaybolduğunu öğrenmek, bir yol haritası çizebilmek için gerekli.
Kutuplaşma siyaseti sadece “onlar-bizler” sonucunu üretmiyor. Herkes birbirini düşman olarak görüyor. Çocuklar sokağa çıkartılmıyor. Kadınlar gölgelerine bile dikkat etmek zorunda kalıyor. Takım kavgaları, milliyet kavgaları, din kavgaları… Nefret dili, sokak sokak, kapı kapı dolaşıyor.
Can Atalay gündemiyle toplanan oturumda Meclis kürsüsünde konuşan Ahmet Şık'a yapılan saldırı, tanıdık bir savunmayla karşılandı: "O da tahrik etmeseymiş." Madımak'tan kadın cinayetlerine bu ülkenin hakikati bu: “Tahrik” başlığının adalet terazisini, ölçülülük ilkesini, yapılması bütünüyle yasak olanı görmezden gelmek için bahane edilmesi.