• Tunç Balık, Nevizade:&nbsp;Tunç Balık, Balık Pazarı denince akla gelmesi gereken gastronomik isimlerden. Soğuk balık ürünleri kadar deniz ürünü mezeleri de sunan teşhir dolabı odaklı dükkânın benim için gözde ürünü&nbsp;somon pastırma. Kimi balıkçılardaki gibi ağır bir baharat kaplamasından kaçınarak çemeni yerinde ve kürlenişiyle somonu dokusal olarak hem yumuşak hem canlı tutmuşlar. Bir rakı sofrasına meze olarak 150 gramı ideal. Fakat benim tavsiyem kabak çiçeği dolmasıyla beraber birkaç ince kesilmiş diliminin yanına sert veya sek bir rakı koyarak Türkiye’ye özgü bir aperitivo tabağı hazırlamak. Füme akyası ve taraması da müşterilerinin sevdiği lezzetlerden.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1660141216413.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.85" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Somon pastırma tabakta, yanında dolma<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">

apéro

<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://aperodukkan.com/collections/kartpostal" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Kartpostallar</a>ı açıklamak biraz zaman alıyor — aslında en güzel hediye bunlar. İki set kartpostalımız mevcut: birinde kokteyl birinde atıştırmalık&nbsp;aperitivo tarifleri var.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Tarifleri yazanlar ve kartpostalları çizenler müzik tarihimizin özel günlerinden esinlendi. Zeki Müren ve Bülent Ersoy'un sahnede bir öpücük paylaşması; Tarkan'ın futbol takımımız için yazdığı şarkıyla Türkiye'yi bir araya getirmesi; Serdar Ortaç'ın muhteşem The Wall cover'ı gibi.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Her sette 10 kartpostal var: ister kendinize alıp dağıtın ister komple hediye edin.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/11/3/1638363259635.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.67" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Tarifli Kartpostal Seti: Kokteyl

Haziran başı, gün batımına doğru Franco’s Bar, Via Cristoforo Colombo 30, 84017 Positano, İtalyaÇık, çık, çık, çık; in, in, in, in. Dolan, dolan, dolan; dur, dur, dur. Buralara karayoluyla gelmek çok iyi bir fikir değilmiş; haklıymışsın. Dört yıl, bazı anıların silinmesi için yeterli oluyor; tabii sırf yenilerini üzerine yazabilmek için. Geçen sefer bu kadar başımın döndüğünü ve merdivenleri çıkarken yorulduğumu hatırlamıyorum. Yıllar, çok adil davranmıyor bazen. Yine de son seferimden bu yana; puslu havasından eser kalmamış buraların, ama neşe baki. Gri bakışlarına güneş vurmuş; daha mavi mavi bakıyor artık. Çılgın kalabalıktan geriye kalan bir meydan, turuncu-yeşil şemsiyelerin altında ıslak saçları yüzüne damlarken güneşin son damlasını yakalamaya çalışanlar, son bir kulaç atma derdinde çocuklar, heyecanlı deniz, daha tezgâhta değil, dalında limonlar; güneşin veda busesi; sarı, yeşil, somon rengi evlerin üzerinde turuncu gölgeler… Positano’da akşamüzeri; bir Akdeniz kıyısına varmak için en mutlu saatler.Le Sirenuse’ye; sarı-mavi; Postino’nun rengi <a fr-original-style="" href="https://francosbar.com/en" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Franco’s Bar</a>’a varıyorum. Biraz soluklanıyorum; kulağıma çalınan her bir kelime sanki o an için yazılmış bir şarkının sözleri. Biraz rüzgâr biraz “vorrei”, martılar ve “un altro bicchiere”, biraz dalga, biraz “Spritz”, batan güneş ve sarp kayalıkların denize vuran gölgeleri. Sanki bunca yıl, yol boyunca bu orkestraya ve tabloya kavuşmak istemiş gibi hissediyorum. Franco’s’un pek sevgili Francesco’su, bir Akdeniz dolce vita’sı yazmış burada. Çın, çın, çın çın; kahkahalar. Aperitivo saatlerindeyiz. Neşeli olmak için bir sebep hep var. İçim yaşam enerjisiyle doluyor. İlk karşılaşmalar, eski dostla özlem gidermeler, aile buluşmaları; müşterek&nbsp;aperitivo’lar. Akdeniz’de iş çıkışı değil, deniz sonrası. Bu&nbsp;aperitivo, benim için uzun bir yolculuk ve ara sonrası.&nbsp;Dört yıl, bazı anıları silmek için yeterli olmasa gerek. Franco’s’un Neo Barok tarzı çeşmesinin önünde Lorenzo’yu görüyorum; burnuma masadaki zeytinin, Bellini’nin ekşi şeftalisinin, biraz uzaktaki limonun kokusu geliyor. İşte şimdi İtalya’dayım; aradan hiç zaman geçmemiş gibi. Denizin üzerinde asılı bir hâlimiz var burada. Amalfi kıyılarının tüm renkleri etrafımızı boyamış. Lorenzo menüden Dipinto di Blu söylüyor; ben La Dolce Vita’yla devam etmek istiyorum. Bologna’daki aperitivo’larımızda istisnasız Aperol içerdik. Sanki bir daha içemeyecekmişiz gibi. Hatırlarsın; anlatmıştım. Oradan sonra birimiz İstanbul’a, diğerimiz Londra’ya… Şimdi Franco’s’un antika, Venedik cam işi lambalarının arasında bir başka aperitivo’dayız. Milanolu bir tasarımcının elinden çıkan mavi, geniş, mütevazı metal sandalyelerde oturuyoruz; uzun bir yolculuk sonrası dinlenmek üzere. Yan masada dört kardeşin kurduğu Le Sirenuse’nin hikâyesi anlatılıyor. Kalabalık, bir orkestra gibi uyumlu, müşterek hareket ediyor. Zaman geniş, göz alabildiğine deniz… Önümüzde patatine, olive, noccioline, pistacchi&nbsp;ve bol bol salatini. Sohbet arasında ne kadar yediğimi sayamadığım, “un altro giro”ların havada uçuştuğu bir turuncu-mavi akşamüzeri. Ah, saymayı bıraktığım, saatleri değil renkleri bildiğim günleri özlemişim.&nbsp;Dilerim Akdeniz’in zahter kokan güzelinde sen de turuncuların mavilere karışmasını en kısa zamanda seyre durursun.<a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/elifbay/?hl=en" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Elif</a>

Soli

Elif’in Via Cristoforo Colombo’dan haziran başında yazmaya başladığı ilk mektup Beyrut’ta Mar Mikael limanlarında nefes aldıktan sonra; Barcelona’ya Plaça del Angles’e, MACBA’nın olduğu meydana ulaşıyor. Ve oradan, Bodrum’a, Hazal’a. İki uzak noktayı birbirine bağlıyor, yaşadığımız zamanın delili oluyor mektupları. 

GÖNDERİLMEMİŞ MEKTUPLAR

<h3>Karaköy’ün alımlı ve samimi şarap barı Foxy, Türkiye’de kendi kategorisinin menü ve kav standardını belirlemiş. Tabakları özgün, malzemeleri düzgün, doğal şaraplarından içmeyen üzgün.</h3>Bu coğrafyanın ılık akşamüstleri ve serin eylül akşamları, bir kadeh şarap ve bir iki küçük tabak yemek için ideal. Osmanlı’da seyyar ve yasa dışı ayaklı meyhanelerden yol üstü içilen rakının yanına yenen yumruk mezesi ve eskinin tektekçilerinde ayaküstü içilirken eşlikçi bir iki atıştırmalık, Türkiye’de aperitivo kültürünün genlerimize işlediğine dair en iyi kanıt. Buna rağmen tadım menüsü ve açık büfenin gayrimeşru çocuğuymuşçasına saatler süren ziyafet dışında bir meyhane deneyimi bulmak zor. Bu "hafif keyif" konseptine duyulan hasreti geçen yıl peydah olan <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNGY5YWY2ODExZTczMDAwNzVjZWY2OSZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYyZWEyYzllN2UwMWIwMDA3ZTdkOTY3JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5pbnN0YWdyYW0uY29tJTI1MkZmb3h5aXN0YW5idWwlMjUyRg=="">Foxy</a> gideriyor.<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-09-02T12:25:40.446Z.jpeg" alt="Foxy"><figcaption>Foxy İllüstrasyon: <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNGY5YWY2ODExZTczMDAwNzVjZWY2OSZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYyZWEyYzllN2UwMWIwMDA3ZTdkOTY3JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRmluc3RhZ3JhbS5jb20lMjUyRmVzdGVyc2FiYS5kZXNpZ24lMjUzRmlnc2hpZCUyNTNEajd4ajVycGtrYWxh"">Ester Saba</a></figcaption></figure>Karaköy’de bir otelin giriş ve teras katına konuşlanmış, kavında yerel ve doğal şaraplara ağırlık veren Foxy, menüsünde tanıdık isimli lezzetlerin modern üsluplu kıyafetlerle yer aldığı havalı ama samimi bir şarap barı. Buraya bar dememin sebebi, akşam yemeğini kaldıracak bir menüye sahip olsa da bana göre fonksiyonunun birkaç kadehle birkaç atıştırmalığın eşleştiği bir zevk kaçamağı olması. İş çıkışı dostlarla uğranacak, flörtünüz olan kişiyle kızaran dudaklar üzerinden kaynaşılacak ya da bir akşamüstü tek başına hayatı rölantiye almalık bir yer.&nbsp;Eş, dost, samimiyet: Foxy, <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNGY5YWY2ODExZTczMDAwNzVjZWY2OSZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYyZWEyYzllN2UwMWIwMDA3ZTdkOTY3JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5pbnN0YWdyYW0uY29tJTI1MkZuZW9sb2thbCUyNTJG"">Neolokal</a>’in şefi Maksut Aşkar ve obur şarap meddahı Levon Bağış’ın eseri. Yemeklerinde görsellikle oynamayı seven Aşkar, Foxy’de bistro atıştırmalık ruhuna daha uygun davranıp basit tabaklarda gastronomik camiadan dostlarının tariflerini de kattığı bir menü sunmuş. Mesela Şemsa Denizsel’in tarifiyle yapılmış hardallı dana dili, hem cilveli adı hem de ekşi tatlı dengesi ve muazzam dokusuyla her gittiğimde isteyeceğim bir tabak. Karidesli deniz börülcesi mücveri, kızarmış yemeklerin verdiği has mutlululuğu ve denizden çıkan ürün tazeliğini bir araya getiren tam tadında bir atıştırmalık. Pekmezli patlıcan tava da bu coğrafyada yetişmiş herkesin zevk alacağı başka bir tabak. Menüsü babasına çekmiş barın, kavı da öbür babasına çekmiş. Bağış, "En iyi şarap, içerken keyif aldığın şaraptır." mottosuna uygun, dinamik, taze ve çeşitli şarapları bir araya getirmiş; garsonla rekolte bilgisi yarıştıranlara değil, hafızasına yer etmiş bir lezzeti bulmak için destek isteyenlere uygun bir bar yaratmış. Gününe bağlı ufak tefek aksaklıklar dışında Foxy, yemekleri, kavı ve atmosferiyle Türkiye’de bir şarap barının standardını oluşturmuş. Çalışanların şarap bilgisi açıldığı ilk ay ezber hissi verirken artık oturmuş, tadılmış ve ince düşünülen bir öneri kabiliyetine dönüşmüş. Haddim olmaksızın şarap güzellemeleri düzmek yerine, ziyaret edenlerin naçiz damaklarını beğenileri doğrultusunda bu kabiliyete teslim etmesini öneririm.Türkçe caz ve gülüşmeler: Fakat Foxy’nin asıl etkileyici yanının Türkiye’de pek az mekânın başardığı bir şey olduğunu düşünüyorum: işinden zevk aldığını gösteren bir ekip. Teras katına çıkmak için önünden geçilen mutfakta gülen yüzler görmek, akşamın devamında içine girilecek keyifli atmosferi kuran asıl aperitif. Servis ekibi ise mekânın alımlı havasına, Türkçe caz çalma listesine cuk oturan bir hâlde; ama aynı zamanda Foxy’nin gençliğine, eğlenceli kimliğine uygun samimiyetteler. Paris’in <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNGY5YWY2ODExZTczMDAwNzVjZWY2OSZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYyZWEyYzllN2UwMWIwMDA3ZTdkOTY3JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5zZXB0aW1lLWxhY2F2ZS5mciUyNTJG"">Septime La Cave</a>, <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNGY5YWY2ODExZTczMDAwNzVjZWY2OSZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYyZWEyYzllN2UwMWIwMDA3ZTdkOTY3JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5pbnN0YWdyYW0uY29tJTI1MkZjaGFtYnJlbm9pcmVwYXJpcyUyNTJG"">Chambre Noire</a> gibi önde gelen şarapçılarında çakırkeyif bizleri keyiflendiren iletişimler, Foxy’de de masaya eşlik edilirken gösterilen profesyonellikte, şarap hakkında bilgi verilirken yaşanan gülüşmelerin arasında. Temennim Nişantaşı güzergâhında açılan yeni Foxy'de de aynı atmosferin bizi çevrelemesi.Kürkçü dükkânı: Şarap ve yemek sevenler kadar zevkli bir ortamda keyifli vakit geçirmek isteyenlerin de ziyaretini sıklaştıracağı, gastronomi tilkilerinin kürkçü dükkânına dönecek Foxy, bir kadeh kadar zarif, menüsündeki şaraplar kadar neşeli.

aperitivo ile ilgili hikayeler