Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Büşra Kılıç
Yazar @ Spektrum
Avrupa Birliği'nde özellikle göç ve çevre politikaları konularında ortaya çıkan çatlaklar, Birliği liberal ve illiberal olmak üzere kamplara ayırıyor. Derinleşen çatlakların bir tarafında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, öbür tarafında ise Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ı görebiliyoruz.
Avrupa Birliği'ni, dünyadaki politik gerilimler, kendi üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar ve kötü ekonomik gidişat üçgeninde zor günler bekliyor. AB Parlamentosu, bu zorlu yolda ilerlerken kaptan değiştirmeyip Ursula von der Leyen'i ikinci kez komisyon başkanlığına seçti. Von der Leyen'in bu hafta açıkladığı ekibi, bize AB'nin yeni rotası hakkında neler söylüyor?
AB Liderleri, Birliğin 5 yıllık geleceğini planlamak üzere biraraya geldi. Görüşmelerden çıkan adaylar, önümüzdeki dönemde AB'yi bekleyen zorluklar, özellikle de Rusya ile ilişkiler açısından kritik.
Geçen haftaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yankıları devam ediyor. Seçimlere damga vuran ve Fransa'yı erken bir genel seçime iten sağ/aşırı sağ partilerin yükselişi aslında yeni bir olgu değil. Peki bu sağ partilerin ajandasında neler var ve kamuoyundaki karşılıkları ne?
5 yıllığına seçilen Avrupa Parlamentosu, AB'nin yeni dönemde nasıl yönetileceğine karar verecek. Öte yandan AP seçimleri, AB ülkelerindeki mevcut siyasi dinamiklere dair bize önemli ipuçları veriyor.
ABD'de mevcut Başkan Joe Biden ile eski Başkan Donald Trump arasında geçmesi beklenen başkanlık yarışı ve AB Parlamentosu seçimlerinin sonuçları Batı'nın rotasını belirleyecek.
Kömür ticaretinden ortak hukuka Avrupa Birliği projesi ve Türkiye'nin AB ile 60 yılı aşan flörtü.
Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi, yani AB Liderler Zirvesi, 17-18 Nisan tarihlerinde toplandı. Toplantının öne çıkan gündem maddeleri arasında AB'nin sıkça tartıştığı Ukrayna ve Ortadoğu politikaları ile "Yeni Avrupa Rekabetçilik Anlaşması" yer aldı. Dış politika konuları içinde en dikkat çekici olanı, Türkiye ile ilişkilerin stratejik bir perspektiften ele alınmasıydı.
"Zorunlu dayanışma" ilkesi ile göçün yükünü sadece ilk giriş ülkeleri değil, bütün AB üyeleri üstlenecek. Bireysel sığınma zorlaşacak ve Avrupa, Geri Kabul Anlaşmaları kapsamında Türkiye gibi ülkelere daha bağımlı hâle gelecek.
21-22 Mart tarihlerinde Brüksel'de biraraya gelen AB liderleri, Ukrayna-Rusya savaşı ve Gazze'de insani kriz başta olmak üzere kritik gündem maddelerini ele aldılar. Birliğin kendi gündeminde ise AB'nin savunma ve genişleme stratejisi vardı; Bosna Hersek ile üyelik müzakerelerine başlanacağı açıklandı. Peki zirveden çıkan kararlar, Avrupa'da değişen paradigmalar hakkında ne söylüyor?