Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi, 22 Mayıs – 21 Kasım 2021 tarihleri arasında <a fr-original-style="" href="https://www.labiennale.org/en/architecture/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">“How will we live together?</a> - Beraber Nasıl Yaşayacağız?“ teması altında ve Hashim Sarkis’in küratörlüğünde düzenlenecek. &nbsp;İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu yürüttüğü Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu’nda Neyran Turan’ın küratörlüğünü yaptığı <a fr-original-style="" href="https://pavilionofturkey21.iksv.org/tr" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">“Ölçü Olarak Mimarlık”</a> projesi sergilenecek.&nbsp;“Yaşadığımız iklim krizinde mimarlığın alternatif bir çevre ve gezegen için katkıları ne olabilir?” sorusu etrafında şekillenen “Ölçü Olarak Mimarlık”, iklim değişikliğinin yenilenmiş bir mimari bakış gerektiren, kültürel ve politik bir fikir olduğunu öne sürüyor.&nbsp;Bienal kapsamında mimarlardan her zamankinden daha fazla alternatif çözüm bekleniyor ve önerilen radikal yeniliklerden ilham alınıyor.

Dünyahali

Ölçü Olarak Mimarlık 

Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi

• 22 Mayıs-21 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan 17. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi, geçtiğimiz günlerde katılımcı projelerin ön gösterim videolarını yayımladı. “Nasıl birlikte yaşayacağız?” teması etrafında katılımcılar, küratör Hashim Sarkis’in sorularını yanıtladı.&nbsp;<ul><li>Türkiye: Han Tümertekin ve proje ekibinin “Side by Side" başlıklı projesi de “Nasıl birlikte yaşayacağız?” sorusunu İstanbul’un nevi şahsına münhasır coğrafyası ve sosyokültürel dinamiği penceresinden <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmZjgzYTExYTMzOTQ1MDAwN2FjZDJmNyZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWVjODBhNTAyYjIxOGM3YTc4NTkwOTI0JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5sYWJpZW5uYWxlLm9yZyUyNTJGZW4lMjUyRmFyY2hpdGVjdHVyZSUyNTJGMjAyMSUyNTJGaGFuLXQlMjUyNUMzJTI1MjVCQ21lcnRla2luJTI1M0Z1dG1fc291cmNlJTI1M0RhcG9zdG8="">cevaplıyor</a>. &nbsp;</li><li>Cevap: “Suyun kenarlarını keşfederek.”&nbsp;İstanbul, Boğaziçi adıyla suyla bölünmüş bir şehir. Deniz ve karanın aynı seviyede buluştuğu, şehrin su kenarlarında capcanlı kamusal bir yaşamı mümkün kılan eşsiz bir coğrafya. Bu coğrafya, aynı zamanda İstanbul'da yaşayanların şehirdeki günlük rutinlerinin bir parçası olarak Boğaz'ı çaprazlamasına geçtikleri bir dizi geçiş alanı. Bu günlük kentsel hareketliliği ve seyahati gözlemlemek bizim için ne kadar ilham verici olsa da insanları daha önce birlikte var olmadıkları yerlerde bir araya getirmenin olanaklarını keşfetmek de o kadar zor. Farklı insan gruplarını yeni biçimlerde yan yana bir araya getirmek ve yeni öngörülemeyen karşılaşmalara olanak sağlamak - suyun kenarlarında yeni bir mekânsallık yaratmak mümkün mü?&nbsp; &nbsp;</li><li>Videoda Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayfer Bartu Candan'ın: “Mimarın bir çağrıcı olarak; denizin ve karanın, geçmişin ve bugünün, farklı disiplinlerin ve farklı insanların bir araya gelmesini sağlayan bir rolü var.” sözleri birlikte yaşama kavramını düşündürüyor. Farklılıklarımızla “Nasıl birlikte yaşayacağız?” hep beraber düşünmek dileğiyle.</li></ul>

Hashim Sarkis ile ilgili hikayeler