Yazı: <a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/gunseli.ozdemir.3/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Günseli Özdemir</a>Favori yılımın neden 2022 olduğunu bilmiyorum. Bu zor seneyi neden seçtiğimi anlamak için geçmişte bir yolculuğa çıkıyorum, belki orada bazı ipuçları vardır.&nbsp;Yıl 2003 saat 15.00. Tarçın ve Arkadaşları’nı izliyorum. Gülçin’den kelebek ayakkabı bağlamayı öğreniyorum. Hemen kapıyorum ayakkabılarımı deniyorum ben de, heyecanla gösteriyorum anneme ‘Anne bak, bak… Ne güzel oldu di mi?’ O günden beri ayakkabılarımı hep kelebek bağlıyorum…Yıl 2007 Birinci sınıfın ilk günü, annemin jilet gibi ütülediği gömleğimi ve eteğimi giyiyorum. Saçlarımı açık bırakıp anneme önlerini ördürüyorum, uçlarına da beyaz kurdeleler takıyoruz. Hâlâ renkli, şekilli bir sürü tokam var, zevkle takıyorum.Yıl 2009 Barcelona - Real Madrid derbisini nefessiz izliyorum. Ne güzel maçtı o öyle.. O günden sonra hiçbir El Clasico'yu kaçırmıyorum ta ki Guardiola takımı bırakana, Ronaldo ve Messi takımlarından ayrılana kadar.Yıl 2015 terapiden çıkıp okuldaki derse yetişmeye çalışıyorum. Kafamda bir milyon soru var ama yine de tek endişem derse yetişebilmek çünkü felsefe dersini kaçırmak istemiyorum.Yıl 2019&nbsp;Üniversiteyi de bölümümü de sevmiyorum ama en azından ne yapmak istemediğimi keşfettiğim yıl oluyor.Gel Gelelim 2022. Ekonomi, iklim krizi, doğal afetler... Her şey alarm veriyor. Anneannelerimizin babaannelerimizin ‘Eski tadı yok, nerde o eski günler.’ cümleleriyle dalga geçerken daha 20’li yaşlarının başında olan bizler oturduğumuz her masadan ‘Abi geçen yılın 2 katı ya şaka mı?’ gibi cümleler kurmadan kalkmıyoruz. Her geçen gün daha sabırsız daha mutsuz daha umutsuz bir girdabın içinde buluyoruz kendimizi. Sıcacık evlerde anne keki eşliğinde uzun reklamları bekleyerek izlenen diziler, komşuculuk yerini kilit üstü kilit vurulan kapılara, ev sahibi - kiracı çatışmalarına bıraktı… Daha bahsetmediğim çok fazla şey var farkındayım, 7’den 70’e, hepimiz için çok zor zamanlar oldu ama bu yazının amacı sizi kedere boğup ‘Kötü günler bitti, sırada daha kötü günler var.’ demek değil.2022’yi seçmemin bir sebebi varsa o da bu yılın bana öğrettiği en güzel iç görülerden biri: her zaman umut var. Buna ilk defa bu yıl kalpten inanıyorum. Hani derler ya ‘Her gecenin bir sabahı vardır,’ ben bu yılın kapanış cümlesini aynen bu söz olarak belirliyorum. ‘Nasıl’ sorusunu sorarak ilerlediğimde bir yolun elbet bulunabileceğini fark ettiğim bir döneme girdim. Hâlâ yolun çok başındayım, her an geri dönebilirim… Şaka bir yana, dönmek istemiyorum, işte tam da bu yüzden 2022 sevmesi zor bir sene olsa da birazcık sevebilmek istedim. 2022 sadece 365 günden ibaret değil 2023 de sadece 365 günden ibaret olmayacak her yıl bir önceki yılların birikimini taşıyor. Biliyorum ki 2005’teki o yerinde duramayan, renkli tokaları ile oradan oraya zıplayan kız çocuğu bugün hâlâ işe giderken zıplayan, fularsız dolaşmayı sevmeyen şimdiki hâlimi izlemekten keyif alıyor. O da biliyor eski tadı yok ama umut hep var.Hazır bu yılın son demlerindeyken siz de bu yıl nelerin üstesinden geldiğinizi ya da gelemediğinizi düşünün. En güzel yıllarımız henüz yaşamadıklarımız olsun. Musmutlu bir yıl aralık ayı olması dileğiyle…

20'lik

Her yeni yıl, geçmiş yılların birikimidir

Yıl 2022, ‘Eski Tadı Yok’

Euroleague Final Four maçları her türlü sonuca açıktır, peki ya Final Four’da oynanacak bir El Clasico için ne demeli? Sarunas Jasikevicius, Barcelona’nın başına geçtiğinden beri Real Madrid ve Pablo Laso’ya karşı net bir üstünlük kurmuş olsa dahi Real Madrid bu maçı kazanırsa bu sonuca sürpriz diyebilir miyiz?Sezon boyunca Barcelona, Real Madrid’e karşı oldukça üstündü. Normal sezonu da tempoyu düşürmeden liderlikle tamamladılar. Real Madrid’de ise normal sezonun sonuna doğru tam bir düşüş yaşandı. Ancak playoff serileri hiç de aynı düzlemde geçmedi. Real Madrid, Maccabi serisini kolayca süpürerek Final Four’a ulaşırken Barcelona, Bayern serisinde oldukça zorlandı ve beşinci maçın sonunda Final Four bileti alabildi.&nbsp;İki takım en son 2013 ve 2014 yıllarında üst üste iki Final Four’da yarı finallerde karşılaşmış, bu maçlardan galip çıkan Real Madrid olmuştu. Zaten bu, Real Madrid’in Euroleague’de yükselişe geçtiği, Barcelona’nın ise Final Four organizasyonlarından uzak kalacağı dönemin başlangıcıydı. Bu sezon Barcelona tarihin akışını yeniden kendi lehine çevirmek amacında.Barcelona Kazanmak ZorundaGeçtiğimiz yılın finalisti Barcelona, bu kupayı son kez 2010 yılında havaya kaldırırken Basile, Lorbek, Pete Mickeal gibi Euroleague yıldızları ile Ricky Rubio gibi bir genç yetenek kadroda yer alıyor, Juan Carlos Navarro Final Four MVP’si ödülünü alıyordu. O günlerin üzerinden bir hayli zaman geçti. Barcelona yönetimi nihayet aradığı koçu buldu, Saras’ın eline oldukça geniş bir kadro teslim etti.2014’teki eşleşmenin Real Madrid formasıyla yıldızlaşan ismi Mirotic, NBA kariyerinin ardından bu kez Barcelona forması giyerek ligin en değerli oyuncularından birisi haline geldi. Bu yılki eşleşmenin de en göz önünde olan ismi olacak. Hücumda Nick Calathes ve yine eski bir Madrid’li Laprovittola, Mirotic’in en önemli yardımcıları. Tabii burada sakatlıktan yeni dönen Cory Higgins ile yine yaşadığı sakatlık nedeniyle durumu netleşmeyen Dante Exum’u da unutmamak gerekir. Jasikevicius’un oyun sistemi hiçbir oyuncuya tam olarak özgürlük tanımasa da bu tarz tek maçlık eşleşmeler bir miktar yıldız parıltısına ihtiyaç duyar.Pota altında rakibin en önemli oyuncusu Walter Tavares ile eşleşme görevi ise Sertaç Şanlı’ya düşecek. Geçen yılın finalinde Efes formasıyla Barcelona’ya karşı kısıtlı sürelerde önemli katkı vermişti Sertaç. Bu yıl da Barcelona ondan benzer bir katkı bekliyor.Geçen yılki finalin ardından bu sene Barcelona için tek hedef şampiyonluk. Aksi bir durum normal sezonda gelen iyi sonuçların ya da yerel ligde alınacak kupaların değerine gölge düşürecek, Saras’ı bir hayli zor durumda bırakacaktır.Real Madrid’in Üzerindeki Baskı Daha AzReal Madrid, ezeli rakibinin aksine 2010 sonrasını Euroleague’de çok daha başarılı geçirdi. Koç Pablo Laso uzun zamandır takımının başında. Sergio Llull ve Rudy Fernandez ise takımın bayrak oyuncuları olmaya devam ediyorlar. Üstelik Final Four’un düzenleneceği Belgrad şehrinde ve bu salonda oldukça taze ve güzel anılara sahipler. Zira 2018 yılında Luka Doncic önderliğinde burada şampiyonluk kazandılar.&nbsp;Kötü tamamladıkları normal sezonun ardından Maccabi serisi ile bir hayli özgüven depoladılar. Burada birbirini çok iyi tanıyan oturmuş bir kadro ve oyun yapısına sahip olmanın avantajı mevcut.&nbsp;Real Madrid ve Barcelona kadrolarını tek tek karşılaştırsak ve yalnızca oyuncu yeteneklerini göz önüne alsak Barcelona kadrosu muhtemelen ağır basacaktır ancak Real Madrid fizik olarak yenilmesi çok zor bir takım. Hanga, Deck, Yabusele, Taylor gibi isimler rakibi fizik güçleriyle ve savunma becerileriyle yıldırabilirler. Zaten pota altında da Poirier ve Tavares gibi iki dev isme sahipler.Savunmada rakibi yıpratan fizik gücü yüksek oyuncuların yanında hücumda Causeur, Llull ve Fernandez’den alacakları skor katkısı Real Madrid’i öne taşıyabilir. Her ne kadar son dönemde Barcelona, Real Madrid karşısında maç kazanma konusunda üstün olsa da büyük maçları oynamak farklı bir ruh hali ve özgüven gerektirir. Real Madrid’i bu eşleşmede öne çıkaran etmen de bu olacaktır.

EuroLeague'de El Clásico Zamanı

Rafa Benitez’in takımının 2008/09 sezonundaki 2.liğinin ardından ilk kez Brendan Rodgers’la 2013/14 sezonunda şampiyonluğa yaklaşan Liverpool’un elinden hayallerini çalan Pellegrini Manchester City’si, bu rekabetin tohumlarını 2014 senesinde atmış olsa da bu fikstürün bir zamanların El Clasico’sunun unvanını elinden alması 2017/18 sezonuna dayanıyor. Klopp’un ele avuca sığmayan takımının Şampiyonlar Ligi çeyrek final eşleşmesinde silindirvari ezip geçtiği City, o günün ardından gözünü Kırmızılar’ın üstünden hiç ayırmadı ve Klopp-Pep rekabeti futbol dünyasının tepesine oturdu.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">2018 baharındaki eşleşmelerde Liverpool’a karşı kendi oyunuyla varlık gösteremediğini tecrübe eden Guardiola, devam eden sezonlarda özellikle Anfield’da oynanan maçlarda daha ‘tutucu’ taktikler ve formasyonlar denedi. Bu denemelerinden kısmen sonuç alan İspanyol menajer, geçen sezon oynanan maçta Kop tribünü ve Van Dijk gibi iki büyük gücünden mahrum olan Liverpool’u yaralı yakalamış ve İlkay Gündoğan’ın devleştiği maçta rakibini 4-1 gibi flaş bir skorla mağlup ederek 2003’ten beri beklenen Anfield zaferini kazandırmıştı.</li></ul>Bu sezona geldiğimizde; kadro iskeletindeki kritik parçaların tekrar fit hale gelmesiyle namağlup şekilde yoluna devam eden Liverpool, A planındaki Jota-Firmino değişikliğiyle hücum gücünü de arttırdı ve bu sezon 15 golle en fazla gol atan takım konumunda bulunuyordu. City cephesinde ise durum biraz daha karışıktı; yılan hikayesine dönen Harry Kane’in transferinden olumsuz sonuç alan Maviler, kimi müsabakalarda net bir 9 numarası olmadığından dolayı son vuruş eksikliği yaşıyor, bu da xG oranlarındaki -1.0’lık bir veriyle destekleniyor: City, beklenenden daha az gol atıyor.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Aynı zamanda milli takım arası öncesi 8 günde Chelsea-PSG-Liverpool deplasmanlarına çıkacak olan City için Anfield, bol virajlı yolun son durağıydı. İç sahadaki Southampton beraberliğinin ardından kafalarda soru işaretleri çoğalsa da Stamford Bridge’deki Chelsea galibiyeti, skordan ziyade oyun olarak da tatmin ettiği için zirve yarışındaki rakiplere doğrudan bir mesaj niteliğindeydi, ‘Şampiyon hala burada.’</li></ul>Anfield’da oynanan her müsabakada olduğu gibi dinamik ve enerjik bir giriş yapan Liverpool, ilk 10 dakikadaki temposunu tehlikeli ataklarla süsleyemedi ve 10 dakika sonunda City, maçın hızını düşürmeye yönelik bir fikirle topa sahip olmaya başladı.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1633432661808.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.91" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">(Football365)Topu kaptırdığı anlarda geriden oyun kurma gayretindeki Liverpool’un savunmacılarıyla Fabinho-Jones-Henderson üçlüsünün arasındaki bağlantıya yüksek pres uygulayan City ofansı, Van Dijk ve Matip’in uzun vurmak zorunda kaldığı topları ise Rodri, Laporte ve Dias ile karşılayabildi; bu üç oyuncu toplamda 8 hava topu mücadelesinden 7’sini kazandı.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Liverpool adına maç özelindeki en büyük eksikliğin Trent Alexander-Arnold olduğu dakikalar geçince anlaşıldı. Milli bekin maç kadrosunda olmaması, Klopp’un kafasındaki oyunu çift taraflı olarak etkiledi: Kırmızılar’ın geriden oyun kurma planlarında çok önemli bir yer tutan Trent’in yerine formayı alan veteran James Milner, hem oyun kurulumunda görev almadı hem de Zaha’ya karşı başarıyla tamamladığı savunma görevini Foden’a karşı ortaya koyamadı.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bu koşula tezat şekilde Liverpool atak sürekliliğini Milner’ın kanadından oluşturmaya çabalarken Robertson’ın kanadı tercih edilmedi; bunun sebeplerinin en önemlisi iki sebebi de Walker’ın Cancelo’ya göre daha güvenilir bir savunmacı olması ve Salah'ın Mane'ye göre daha tehditkar bir hücum silahı olmasıydı.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Aralarında 14 yaş fark bulunan iki İngiliz oyuncunun mücadeleleri ilk yarının belirleyici unsuru olurken Foden ve Manchester City, ilk yarıda golü bulamadığı için şanssız sayılabilir.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1633432563521.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.95" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">(İki takımın hücum bölgeleri, SofaScore.)Geçen hafta ligin favorilerinden Chelsea’yi Londra’da 0.22’lik bir gol beklentisinde tutmayı başaran City, Anfield’da oynanan maçın ilk yarısında da Liverpool’a yalnızca 1 şut denemesi imkanı sundu ve Kırmızılar’ın xG oranının 0.02’de kalmasını başardı. Pep Guardiola’nın takımının bu sezon ligde 7. haftaya &nbsp;kadar yalnızca 1 gol yemesinin yanı sıra direkt rakipleriyle oynadığı maçlarda ofanslarını minimuma indirmesi, takımının savunmada başka bir seviyede olduğunu kanıtlıyor. Ancak burası Anfield.49 Dakikalık Festivalİzleyiciler olarak ikinci yarıdan daha büyük aksiyonlar bekliyor olsak da, Premier League klasiklerine girecek bir 49 dakika izleyeceğimizi tahmin etmiyorduk.Liverpool’un ikinci yarıya da ilk yarıdakinin benzeri şekilde tempolu başlaması, bu kez meyvesini verdi. Hücumda iyi iş çıkarsa da savunmada City’nin zayıf karınlarından biri olan ve 56. dakikada sarı kart gören Joao Cancelo’nun ikinci sarıyı görmemek adına yakın ve sert savunmadan kaçmasını bir fırsat haline çeviren Salah, geçiş hücumunda Sadio Mane’ye çok şık bir gol attırdı ve maçın ritmi bu dakikadan sonra hiç bozulmadı.İleri uçta görevlendirilen Jack Grealish’in kendisini sık sık sol kenara doğru konumlandırması ve Milner için ikinci bir tehdit görevi görmesi, Matip ve Van Dijk’a savunma açısından rahat bir maç çıkarttırıyordu. Pep Guardiola golün ardından ileri uca forvet kimliği Grealish’e nazaran daha gelişmiş olan Raheem Sterling’i ekleyince, Liverpool savunmasının da dengesi bozuldu. Jesus’un sağ kenardan kat ederek geliştirdiği hücumda bu kez savunma görevini aksatan taraf Liverpool orta sahasıydı ve köşede topla buluşan Foden, Anfield’da gol atma serisini uzatmış oldu.Sarı kartlı Milner’ın yaptığı faulun ardından ikinci sarı kartı görmemesi Pep Guardiola ve ekibinin maçın tansiyonunu arttırmasına sebebiyet verirken, gergin geçen maçta skorbord 76. dakikayı gösteriyordu Salah, Klopp’un tabiriyle ’60 yıl sonra bile hatırlanacak’ bir solo gole imza attı. 12 Eylül’de Leeds’e attığı golle 100. golüne ulaşan Salah, City’e karşı attığıyla sayısını 103’e çıkarttı ve istediği kontrata günden güne yakınlaşıyor.<img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1633432796673.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.52" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">(Sports Preview)Öne geçtikten sonra Foden’ın hücum tehditinin önüne geçmek amacıyla stoper kimlikli Joe Gomez’i Milner yerine oyuna süren Klopp’un planları kısa süre sonra suya düştü. Sol taraftan gelişen hücumun içeriye çevrilen topunda ceza sahası dışından vuruşu yapan Kevin De Bruyne, maçın skorunu tahin ediyordu. Bizler ise izlediğimiz gösterinin etkisinin geçmesini bekliyorduk.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İlk yarıdaki etkisiz oyununa Chelsea’nin yapamadığı şekilde olumlu reaksiyon veren Liverpool, ikinci yarıda tüm major istatistikleri de lehine çevirdi ve maçı 1.10 gol beklentisiyle tamamladı: %52 topla oynama, 4 isabetli şut, 236 denemede 198 isabetli pas, 31 kazanılan ikili mücadele ve 10 top çalma.</li></ul>Minik Notlar:<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Pep Guardiola Liverpool’a karşı son 8 maçında 1 mağlubiyet aldı.&nbsp;Bu maçlarda Manchester City 15 gol kaydederken, Liverpool 9 gol kaydetti. Bir dönem içinde bulunduğu Klopp &amp; Liverpool krizini tamamen atlatmış gözüküyor ve Chelsea’nin ardından Liverpool deplasmanından da puanla dönerek avantajı şimdilik cebine koydu.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Fabinho-Henderson-Jones üçlüsü hedef maçlar için yeterli değil ve Wijnaldum’un rolü hala boşta. City’nin ilk yarıda yaptığı şiddetli pressin sonuç vermesinin bir nedeni de bu üçlünün yeteri kadar hareketli olmaması ve sık top kaybı yapmalarıydı. Thiago’nun tercih edilmemesinin nedeni ise tempo sorunu ve savunma yoğunluğunu eksiltmesiydi.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Liverpool ve Mancester City ligin en büyük iki favorisi.&nbsp;Chelsea ve Manchester United ikinci yarıda iki takımın çıktığı seviyelerden hala uzak.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Firmino için hikayenin sonuna gelmiş olabiliriz. Geçtiğimiz sezon tepetaklak giden takıma doğru orantılı şekilde istatistiklerinin çoğunda düşüş yaşayan Brezilyalı, bu sezon as takımdaki yerini Diogo Jota’ya teslim etmiş durumda. Liverpool-City eşleşmelerinin kült karakterlerinden olan ve Liverpool ön alan pressinin başlangıç noktası olan Firmino’nun bu maçta da tercih edilmesi, yıldız oyuncunun kontratının sona ermesiyle birlikte ayrılacağını düşündürüyor.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Manchester City’nin orta saha üçlüsünü seçmek iyice zorlaşıyor. Grealish’in transferi gerçekleştiğinde oyuncuyu 8 numara olarak kullanacağı konuşulan Pep Guardiola, başlarda bunu denese de oyuncuyu son maçlarda alışık olduğu sol kanata monte etti. İlkay’ın sakatlığıyla beraber ortaya çıkan Rodri-De Bruyne-Bernardo üçlüsünden ise birini kesmek, Bernardo’nun form düzeyinden dolayı gittikçe güçleşiyor.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Mo Salah en iyisi.&nbsp;</li></ul>Milli takım arasına lider Chelsea’nin arkasında giren Pool&amp;City ikilisi, sezon boyunca yarışta olmaya devam edecek. Liverpool taraftarının tek isteği ise, Fabinho’nun boş kaleye golü yapamadığı fotoğraf karesinin, 2019’da John Stones’un çizgiden çıkarttığı top gibi bir anlam kazanmaması.

This Is England

Son yılların klasiği haline gelen Liverpool-City eşleşmesi, Premier League klasiklerinin arasına girecek bir 90 dakikayla beklentileri karşıladı.

Arşiv Malzemesi

Bölgesinin en büyük futbol ekolü Las Palmas’a henüz çocuk yaşta adım atan Pedro González López ya da kısaca Pedri, 16 yaşındayken Las Palmas A Takımı ile forma şansı buldu ve 11’e monte edildi. Cılız fiziğini kusursuza yakın pas kalitesi ve üstün zekasıyla kompanse eden Pedri, çok geçmeden ‘yeni Iniesta’sını arayan ve Sergi Samper, Carlos Alena gibi adaylardan beklediğini bulamayan Barcelona’ya 20 milyon avro karşılığında dahil oldu.Ansu Fati’nin başrolde başladığı Ronald Koeman’ın ‘yeni Barça’sında, Fati’nin sakatlığından doğan ‘genç yıldız’ boşluğunu doldurmak için en büyük aday olarak beliren Pedri, Coutinho’nun önce dakikalarını, ardından da ilk 11’deki yerini aldı. 1-0 kaybedilen Getafe maçı, onun 11’de olduğu ilk mücadeleydi. Koeman ona olan güvenini, ertesi haftaki El Clasico’da sahaya sürerek de kanıtladı.<img src="https://images.aposto.com/2021/6/5/1626417282503.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">MarcaCardena SER muhabiri Santi Ovalle’in haberine göre Koeman, sezon başı kendisinin kiralık gönderilmesine dair bir talepte bulunmuştu. Sezon ilerledikçe Hollandalı menajerin gözdesine dönüşen Pedri, 53 maçın 52’sinde sahaya çıkarak tam 3004 dakikalık bir oynama süresine ulaştı; bu sezon Barcelona’da kendisinden fazla süre alan yalnızca 6 isim bulunuyor.Koeman’ın Pedri’yi 17 yaşında Barcelona orta sahasının hücumcu parçası olarak belirlemesi ve bundan büyük ölçüde verim de alması, çok geçmeden İspanya’da jenerasyon geçişini yapmakla görevli Luis Enrique’nin de dikkatini çekti ve Euro 2020 boyunca Pedri, Busquets ve Koke’yi tamamlayarak orta saha üçlüsünün ofansif ayağını oluşturdu.&nbsp;Busquest’in saha içi liderliğine soyunduğu İspanya’nın, başarı olarak olmasa da oynanan futbol bakımından sınıfta kaldığı söylenebilir; özellikle de grup performansları baz alınırsa. Buna rağmen orta saha rotasyonunun savunma ve hücum hattından bir gömlek üstün olduğu söylenebilir. Örneğin; yarı finalde İtalya’yla karşılaşan İspanya'nın maç öncesi kağıt üzerinde rakibinin seviyesinin altında olmadığı tek bölge orta saha olarak gözüküyordu. Maç genelinde bu tez doğrulanmış, Pedri ise adından söz ettirmişti.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/6/5/1626417356092.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">UEFAİspanya’nın oynadığı 6 maçın tamamında mücadele eden Pedri, sahada 629 dakika kaldı. Turnuvanın en topa sahip olma odaklı futbollarından birini oynayan İspanya’nın bu özelliği pas istatistiklerine de yansıdı; Pedri turnuvayı 465 pas denemesinin 429’unda isabet bularak tamamladı, bu da %92’lik bir orana tekabül ediyor.Kendisini hem turnuvanın en iyi 11’ine, hem de en iyi genç oyuncu ödülüne taşıyan yarı final mücadelesinin en çarpıcı istatistiği, denediği 55 pasta %100’lük bir isabet oranı yakalamasıydı. Son düdükle birlikte Enrique dahil herkes onu konuştu.İspanya gibi topla oynama oranının %60-%70 bandından düşmediği yapılarda pas isabet oranı, pasların niteliğini pek yansıtmayabilir. Örneğin Laporte ve Garcia’nın da İtalya’ya karşı oranları kusursuza yakındı. Ancak Pedri’nin isabet oranında kilit pasların da önemli rol oynaması etkileyici olan husustu.<img src="https://images.aposto.com/2021/6/5/1626417855186.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">UEFAHer efsane, ardından gelenlere yol açar. Yıllardır Xavi-Iniesta-Alonso kalitesine yakın bir üçlü kurmayı hedefleyen İspanya, Luis Enrique’ye göre Iniesta boşluğunu doldurmaya çok yakın. Tarihe geçen İtalya maçının ardından Enrique, “Onun bugün yaptıklarını daha önce kimse yapmadı, Iniesta bile!” dedi. Bu, kendisinde duyulan güvenin net bir özeti.

Punto 

Kanarya Adaları’nda yer alan Santa Cruz de Tenerife eyaletine bağlı Tegueste kasabasında dünyaya gelen Pedri, sıradan bir Teguesteli genç gibi turizm sektörüne atılmayı değil, FC Barcelona ve İspanya Millî Takımı’nın yeni jenerasyonunun yıldızı olmayı hedefledi.

Çocuk

• Barcelona Kadın Futbol Takımı, Real Madrid'i 4-0 mağlup etti ve İspanya Kadınlar Primera Ligi tarihindeki ilk El Clasico'dan galip <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2E0NGUyYzAzZmZiMDAwNzg5Y2M4OSZ1c2VyPTVlZjQ3ZDc5MjNmYzJiMDAwODcwZjA4NCZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cHMlMjUzQSUyNTJGJTI1MkZ3d3cucmVhbG1hZHJpZC5jb20lMjUyRmVuJTI1MkZuZXdzJTI1MkYyMDIwJTI1MkYxMCUyNTJGMDQlMjUyRjAtNC1iYXJjZWxvbmEtd29tZW4td2luLWVsLWNsYXNpY28="">ayrıldı.</a><figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-10-04T22:11:55.223Z.jpeg" alt="Barcelona"><figcaption>Diego Souto/Quality Sport Images</figcaption></figure>

El Clasico ile ilgili hikayeler