Marcelo Bielsa önderliğinde 16 yıllık aranın ardından döndüğü Premier Lig'de spot ışıklarını toplayarak 2020/21 sezonunu beklentilerin üzerinde tamamlayan Leeds, bugünlerde kötüye gidişin ilacını bir türlü bulamaz vaziyette başlangıç noktasına doğru ilerliyor. Bir bakıma, 2022 ile birlikte kriz onların rutini hâline geldi denebilir. Son olarak 2017'den beri kulüpte görev alan ve şahlanış döneminin mimarlarından olan sportif direktör Victor Orta’nin gönderilmesinin ardından Javi Garcia’dan boşalan menajerlik koltuğu da, yenilgiyi kabul etmiş bir biçimde ada futbolunun can simitlerinden Sam Allardyce’a emanet edildi. Premier Lig'in 17. basamağında yer alan Leeds’in bugün Manchester City deplasmanına yapacağı yolculukla birlikte haftayı düşme hattında bitirme olasılığı bulunuyor.Bu tip kötüye gidişlerde işlerin tersine gitmeye başladığı noktayı bulmak genellikle zordur.&nbsp;Leeds için de durum farklı değil. Geçtiğimiz sezonki başarısız sürecin ardından şubat ayında Bielsa ile yolları ayıran Yorkshire ekibinde göreve Jesse Marsch getirildi. Amerikalı menajerin kısa süreli olumlu etkisi ile 12 maçta alınan 4 galibiyet ve 3 beraberlikle ligde kalmayı başaran Leeds, dönüşüme de geçtiğimiz yılın yaz aylarında başladı. Kariyeri boyunca 3 farklı Red Bull takımında çalışan, özellikle RB Salzburg’da dikkat çekici başarılar kazanan Marsch ile birlikte gelen oyuncular da adeta birer 'Red Bull' ürünüydü. Brenden Aaronson ve Rasmus Kristensen’ı RB Salzburg’dan, Tyler Adams’ı da RB Leipzig’den kadrosuna katan Leeds ayrıca Feyenoord’dan Luis Sinisterra ve Bayern Munich’ten Marc Roca’yı renklerine bağladı. Kış transfer döneminde de bir başka RB Salzburg futbolcusu Maximilian Wöber ve Hoffenheim’dan Georginio Rutter’i transfer eden Beyazlar, Juventus’tan Weston McKennie’yi de kiralık olarak kadrosuna kattı.<img src="https://images.aposto.com/2023/4/5/1683292732788.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Leeds'in üç Amerikalısı; Mckennie, Aaronson ve Adams. Görsel: GOAL.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Kadroya katılan oyuncuların profilleri büyük ölçüde Bielsa ile girilen yoldan sapıldığının bir göstergesiydi. Amerikalı menajer göreve ilk geldiğinde kulüp içinden yapılan açıklamalar Marsch’ın Bielsa’nın oyununun doğal bir mirasçısı olduğu yönündeydi. Özellikle takımın pres isteği bunu doğrular nitelikteydi. Bielsa ile başlayan pres oyunu Marsch ile de devam etti. Ancak oyunu oynama şekillerinde farklılıklar da göze çarpıyordu. Bielsa ile topu daha fazla ayağında tutmak isteyen Leeds, Marsch ile geçiş oyununu daha fazla tercih etmeye başladı. Ancak bu oyunun gerektirdiği temel unsurlardan ikisinin yokluğu, Leeds için sezonun kötüye gidişini önlenemez kıldı: Güçlü bir savunma ve pozisyon bitiriciliği. Takımın özellikle kendi yarı sahasında yaptığı top kayıpları da rakipler adına gol bulma yönünde büyük bir açık oluşturdu. Bu sezon West Ham, Manchester City, Arsenal, Leicester City ve Brentford karşılaşmalarında kendi yarı sahasında kaptırdığı toplar nedeniyle gol yiyen Leeds, Opta verilerine göre şubat ayına kadarki süreçte rakiplerin geliştirdiği hızlı hücumlarda da rakiplerine en fazla gol fırsatı veren 5. takım konumunda yer alıyor.<img src="https://images.aposto.com/2023/4/5/1683290996222.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.12" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Takımların pas ve pas hızı istatistikleri (Şubat 2023’e kadar) Kaynak: The Athletic<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Yaptığı transferlerin ve oynamaya çalıştığı oyunun ardından 'Red Bull Leeds' benzetmeleri yapılan Yorkshire ekibi sezona da oldukça iyi bir başlangıç yaptı. İlk 3 maçında 2 galibiyet ve 1 beraberlik alan Leeds, özellikle 3. hafta oynanan Chelsea karşılaşmasında aldığı 3-0’lık galibiyetle taraftarını umutlandırmıştı. Ancak sezonun kalanında işler Amerikalı menajerin istediği gibi gitmedi. Kalan 17 lig maçından yalnızca 2’sini kazanabilen Leeds’te yönetim kararını verdi ve Marsch ile yollar ayrıldı. Marsch sonrası göreve getirilen geçici menajer Michael Skubala ile çıkılan 3 maçta 1 puan alabilen ritimsiz ekibin menajerlik görevine getirilen isim, sürpriz sayılabilecek bir kararla Javi Gracia oldu.2019 yılında Watford’la yollarını ayırdığından bu yana Premier Lig’den uzak kalan ve bu arada başarısız bir Valencia dönemi geçiren İspanyol menajerin gelişi, özellikle ilk haftalarda takıma bir umut ışığı oldu. İlk 6 maçta alınan 3 galibiyet ve 1 beraberlik, yenilgilerin Chelsea ve Arsenal deplasmanlarında gelmesiyle daha dikkat çekici bir şekil alıyordu. Bu süreçte Gracia’nın Marsch’a göre daha pragmatist bir yapıda olduğunu söylemek abartı olmaz. Alınan iyi sonuçlarla lig tablosunda yükselen Leeds’te İspanyol menajer dönemindeki kötüye gidiş Crystal Palace karşılaşmasıyla başladı. Londra ekibi karşısında 21. dakikada öne geçen Leeds, ilk yarının uzatma dakikalarında gelen gole engel olamamıştı. İkinci yarıysa Elland Road’a takımlarını desteklemeye gelen taraftarlar için oldukça zordu. 53-77. dakikalar arasında gelen 4 golle rahat bir galibiyet alan Crystal Palace, yeni menajeri Roy Hodgson ile 2/2 yapmayı başarırken Gracia ve Leeds içinse bu maç balayının sona erdiğinin en büyük kanıtı gibiydi.&nbsp;Ertesi hafta Liverpool’a karşı iç sahada alınan 6-1’lik mağlubiyette de hem alınan farklı mağlubiyet hem de takımın direncinin düşüklüğü taraftardan tepki topladı. 2 hafta üst üste takımın stadı erken terk ettiği Leeds’te kötü gidiş de durmaksızın devam etti. Fulham deplasmanında alınan yenilgi ve iç sahada Leicester City beraberliğinin ardından Gracia dönemini sona erdiren maçsa nisan ayının sonlarında yaşandı. Bournemouth karşısında alınan 4-1’lik mağlubiyetin ardından İspanyol menajerin Yorkshire macerası son buldu.<img src="https://images.aposto.com/2023/4/5/1683292801135.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.50" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Javi Gracia'nın Leeds'i, Premier Lig tarihinde bir ayda kalesinde en çok gol gören takım oldu: 22 gol. Görsel: The Independent.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Bielsa ile başlayan dönemde İngiliz futboluna renk katan, ardından Marsch projesiyle yepyeni bir yola giren, ardından da Gracia’ya kısa süreliğine de olsa İngiltere’ye dönüş imkanı veren Leeds yönetimi, farklı ve inovatif denemelerin ardından ligde kalma yolunda kararı bir Premier Lig klişesinden yana kullandı: “Sezonu Big Sam ile tamamlayalım.”Şubat ayında Marsch ile yollar ayırıldığında basında Sam Allerdyce’ın Leeds United’daki görevle ilgilendiğine dair haberler yer alıyordu. Özellikle kulüp CEO’su Angus Kinnear ile daha önce West Ham’da birlikte çalışmış olması bu rolde Big Sam için avantaj sağlayabilirdi. Ancak o dönemde kulübün ilgisinin daha uzun süreli bir menajer birlikteliğinde olması İngiliz menajerin görevi almasındaki en büyük engeldi. U21 menajeri Skubala ile geçen 3 maçta takımın aldığı sonuçlar Leeds yönetiminin elini çabuklaştırmasına neden olmuş ve göreve Gracia getirilmişti. Ancak işlerin en karıştığı ve ligde kalmanın artık iyice zor bir hâle geldiği dönemde görev Big Sam’i çağırdı.&nbsp;Kalan haftalarda Leeds yönetiminin yeniden yapılanma, taktiksel yaklaşım gibi bir düşüncesi olmadığı çok açık. Tek hedef ligde kalmak. Takımın Palace’a karşı aldığı farklı mağlubiyetten birkaç gün önce açıklanan mali tabloda kulüp cirosu yükselse de işletme maliyetinin 34 milyon £, maaş giderininse 13 milyon £ arttığı açıklandı. Ayrıca 17. sırada yer alınmasıyla yayın gelirinde de kayba uğrayan Leeds için bu sezon ligde kalmak çok daha önem kazanmış durumda. Ancak Big Sam’in ve Leeds’in işi bu sefer çok da kolay durmuyor. Bugün oynanacak karşılaşmada Manchester City’e konuk olacaklar ve kalan haftalarda sırasıyla Newcastle United, West Ham (deplasman) ve Tottenham karşılaşmaları var. 16. sırada yer alan Leicester City ile 19. Everton arasında 1 puan farkın olduğu ve son yılların en çekişmeli son bölümlerinden birine girecek Premier Lig’de kalmak için Leeds’in sezonun kalanına göre bambaşka bir performans göstermesi gerekiyor.<img src="https://images.aposto.com/2023/4/5/1683292916115.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.50" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Andrea Radrizanni ve Victor Orta. Görsel: Leeds Live.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Ve gelelim saha dışına… Big Sam’in açıklanmasından yalnızca 1 gün önce kulübün futbol direktörü Victor Orta ile yolların ayırıldığı açıklandı. Kulüpte geçen 6 yılda takımın Bielsa ile çıkışı, lige yükselişi ve başarılı geçen 2019/20 sezonunu yaşayan İspanyol futbol direktörünün ayrılığıyla ilgili kulübün sahibi Andrea Radrizzani, takımda bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu söyledi. The Athletic’in Leeds yazarı Phil Hay konuyla ilgili yaptığı yorumda “Bu Bielsa’nın kovulmasıyla ilgili değil, o olaydan beri verilen kararlarla ilgili” yorumunda bulundu. Özellikle taraftar birliğinin Bournemouth maçı sonrası kulüp yönetimine karşı güven duyulmadığının açıklanması da bu ayrılığı hızlandırmış olması muhtemel. Yapılan açıklamada son 14 ayda takıma getirilen menajer ve oyuncuların alınmasından sorumlu olan isimlerde değişiklik istenmesi Orta’nın sonunu getiren olayların başında yer aldı. The Athletic’te yer alan habere göre göreve geldiği dönemde Gracia’yı öneren kişi olan Orta için yolun sonu da İspanyol menajerin ayrılışı ile ilgili oldu. Yönetimin Sam Allardyce ile görüşmesi ve anlaşması da artık Orta için Leeds macerasının sonu anlamına geliyordu ve İspanyol sportif direktörün de 6 yıllık, ilk 5 yılı çok başarılı geçen Yorkshire macerası son buldu.

Premier League gündeminden öne çıkan gelişmeler ve eşsiz yorumlar mail kutunuzda.

Premier League gündeminden öne çıkan gelişmeler.

This Is England

Leeds, Premier Lig'e adım attığından beri çeşitli zorluklara göğüs germeye çalışıyor.

Bugüne Bir Anda Gelmedik

Premier Lig’de yeni sezona standartlarının altında bir başlangıç yapan Wolverhampton, ekim ayının başında Bruno Lage'ın biletini kesti. Geçici menajer Steve Davis'le tamamlanan inişli çıkışlı 1.5 ayın ardından eski Real Madrid teknik direktörü Julen Lopetegui, Molineux'deki sahibini arayan koltuğu devralmayı kabul ederek Wolves için yeni bir sayfanın açılmasına vesile oldu. Daha önce Porto ve İspanya'yı da çalıştıran tecrübeli figür, 2018 Dünya Kupası'nın ilk düdüğüne saatler kala patlak veren <a fr-original-style="" href="https://www.bbc.com/turkce/spor-44468199" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">olaylı sürecin</a> ardından göreve geldiği Real Madrid'de tutunamamış ve görev süresi kısa sürmüştü. 3 yıllık Sevilla macerasını UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğuyla taçlandıran İspanyol menajer, bununla birlikte kariyerinin kulüp düzeyindeki ilk ve tek kupasını kazanıyordu.Menajer profili ve kadronun büyük çoğunluğunun alışık olduğu oyun düşünüldüğünde kağıt üzerinde son derece uyumlu gözüken birliktelik, sahaya da olumlu yansıdı. Dünya Kupası arasının ardından lig mesaisine başlayan Lopetegui ile Wolverhampton şimdiye kadar ligde yalnızca 4 mağlubiyet aldı: bu yenilgilerden üçünün Manchester City, Manchester United ve Liverpool karşısında gelmesi ise gayet kabul edilebilir bir ilerleyişi karşımıza çıkartıyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2023/2/5/1677870052803.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.52" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Wolves.comBu dönemdeki yükselişte İspanyol menajerin payı, tahmin edilebileceği gibi oldukça büyük. Lopetegui’nin taktiksel hamleleri ve dizilişleri maçtan maça değişse de sahaya çıkan isimler konusunda şimdilik bir istikrar yakalanmış durumda. Ruben Neves, Nelson Semedo, Matheus Nunes ve Adama Traore, İspanyol menajerin Wolves’un başında çıktığı 14 maçta da forma giydiler. Sadece 10 lig maçı hesaba katıldığındaysa Lopetegui ile tüm maçlarda oynayan futbolcuların sayısı 7’ye çıkıyor. Diziliş konusunda da Lopetegui’nin kariyerinde daha önce sık sık kullandığı 4-2-3-1 ve kısa Real Madrid kariyerinde denediği, aynı zamanda Sevilla’da da tercih ettiği 4-3-3 arasında gidip geldiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra, düzenli olmasa da Wolverhampton’ı 4-4-2 şeklinde de izlediğimiz oldu.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Özellikle Liverpool karşısında alınan 3-0’lık galibiyette Sarabia’nın yardımcı forvet olarak konumlandığı bir 4-4-2 ile takımını sahaya süren İspanyol menajer, efektif hücum baskısıyla Liverpool’a karşı hızlı geçiş oyunları kurguladı ve dominant bir galibiyet aldı. Ruben Neves takımın en büyük çıkış yakalayan isimlerinden biri oldu. Lage ile topsuz oyununu geliştiren Portekizli, Lopetegui geldiğinden beri daha ofansif bir oyuna geçti. Neves’in orta sahadaki defansif sorumlulukları da büyük ölçüde Lemina’ya kaldı. 4-2-3-1 dizilişine geçildiğindeyse son haftalarda İspanyol menajerin tercihi Moutinho oldu.&nbsp;</li></ul>Kış transfer döneminde kadrosunu Matheus Cunha, Joao Gomes, Mario Lemina, Pablo Sarabia, Craig Dowson ve Daniel Bentley ile güçlendiren Wolves, takımda mutsuz olduğu haberleri çıkan ve Sarabia transferi sonrası rotasyonda gerilere düşen Gonçalo Guedes ile de kiralık olarak yollarını ayırdı. Mart ayının ilk günlerinden geriye dönüp baktığımızda, Wolverhampton’ın başarılı bir transfer dönemi geçirdiğini söylemek abartı olmaz. Cunha, Lemina, Sarabia ve Dowson gelir gelmez takımın değişilmez isimleri arasına girdiler. Brezilya Ligi’nden Premier Lig’e geçiş yapan Gomes ise oynadığı kısa sürede kalitesini gösterse de hem takıma hem de lige adapte olabilmesi için zamana ihtiyaç var.<img src="https://images.aposto.com/2023/2/5/1677870209787.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">The AthleticSezonun ilk yarısında santrfor rolünde hem nitelik hem nicelik olarak eksiklik çeken Wolves’ta yeni transfer Cunha’dan beklenti bir hayli yüksek. Lopetegui döneminin ilk transferi olan Brezilyalı futbolcu, Atletico Madrid’den kiralık olarak kadroya katılsa da şartlara bağlı olarak satın alma zorunluluğunun devreye girmesi bekleniyor. Kendisinden beklenen birincil katkı olan golle henüz buluşamasa da soyunma odasının sempatik yüzlerinden biri olarak saha içinde de belli alanlarda Wolves’a eklemeler yaptı. The Athletic’te çıkan habere göre Lopetegui, oyuncunun enerjisi ve bağlantı oyununa katkısıyla faydalı olabileceğini düşünüyor. Bu nedenle Cunha’yı geleneksel bir 9 numara olarak adlandırmak zor. Kariyerinin ligde çift haneli gol sayısına ulaştığı tek sezonunu 2017/18’de Sion formasıyla geçiren Brezilyalı, 74 Bundesliga maçında 14, 40 La Liga maçındaysa 6 gol atabildi. Ancak bu 114 maçın 58’inde oyuna sonradan girdiğini ve özellikle Hertha Berlin döneminde kanatta tercih edildiğini de hatırlatmak gerekir.Tıpkı Cunha gibi, kadroya katılan bir diğer yüksek profilli isimse Pablo Sarabia oldu. Fulham karşılaşmasında yeni takımıyla ilk golünü atan İspanyol futbolcu, takımının hücumda ihtiyacı olan yaratıcılığı sağlamasının yanında yaptığı skor katkısıyla da yüzleri güldürüyor. Wolverhampton’ın 90 dakika başına şutu sağlayan aksiyonlarının hazırlayıcılığında ilk sırada bulunan Sarabia’nın varlığı, gol ve pozisyonları gole çevirme konusunda sorun yaşayan Wolves’a ilaç olacak gibi duruyor. Son 4 sezonda 125 dakikada bir skora katkı veren 30 yaşındaki futbolcu, Lopetegui’nin sık tercih ettiği 4-2-3-1 ve zaman zaman kullandığı 4-3-3 dizilişlerinde aradığı tarz bir oyuncu durumunda.Transfer döneminde kadroya katılan bir başka isim olan Mario Lemina da gelir gelmez katkı vermeyi başaran isimler arasında. 11 milyon € karşılığında Nice’ten transfer edilen Gabonlu, merkez orta sahada takıma önemli bir sertlik kattı. Özellikle geçtiğimiz ay oynanan ve takımının 3-0 kazandığı Liverpool karşılaşmasında Neves ile merkezde iyi bir ikili olabileceklerini gösteren 29 yaşındaki futbolcu, Southampton karşılaşmasında oyundan erken atılsa da cezası biter bitmez formasına kavuştu. Transfer döneminin sonlarında Wolves’a imza atan tecrübeli stoper Craig Dawson da uyumu kısa sürede yakalayan isimler arasında. 3.3 milyon £ karşılığında West Ham’dan transfer edilen İngiliz stoper, kadroya katılır katılmaz takımın değişilmez isimlerinden biri oldu. Takımın en değerli oyuncularından olan Kilman’ı gelir gelmez tamamlayan Dawson, formayı kolay bırakacak gibi durmuyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Yeni transferler arasında henüz kendisini gösterememiş tek isimse Joao Gomes. 22 yaşındaki futbolcu 15 milyon £ karşılığında Flamengo’dan transfer edilmişti. Şu ana kadar 3 maçta toplam 56 dakika forma giyen Brezilyalı, ilk maçında Southampton’a karşı takımının son dakikalardaki galibiyet golünü atmıştı. Özellikle o maçta yüksek pres gücüyle 10 kişi kalan takımı için işleri kolaylaştıran Gomes’in Lopetegui’den formayı alabilmek için zamana ihtiyacı var gibi görünüyor.</li></ul>Lopetegui dönemi başlamadan önce ligde yalnızca 2 galibiyet alabilen Wolves, İspanyol menajer komutasındaki 10 maçta %40’lık bir galibiyet yüzdesine ulaşmış durumda ve düşme hattından bir nebze de olsa uzaklaştı. Özellikle küme düşme hattındaki doğrudan rakipleri Everton ve Southampton’a karşı geriden gelerek kazanan Wolverhampton, bu sayede hem rakipleriyle puan farkını açtı hem de kaybolan özgüveni bir miktar da olsa geri kazandı. Boxing Day’de Everton’a karşı maçı çevirmeyi başaran Wolves’un bir önceki ilk golü yiyip kazandığı maçın üzerinden 34 maç geçmişti.&nbsp;Sezon ortasında takım devralan menajerlerin takımı tanıması ve oyunculara beklentilerini aşılaması genellikle zordur. Ancak bu konuda Lopetegui’nin işini Dünya Kupası arası kolaylaştırdı.5 oyuncusunu Katar’a yolcu eden Wolves’ta kalan oyuncularla yapılan 10 günlük Marbella kampının çöpe giden zaman olmadığı anlaşılıyor. Kulüp muhabirlerinden çıkan haberler de bunu doğrular nitelikte. Bu nedenle iki menajer arasında “Ne değişti?” sorusuna genel olarak verilen cevap oyuncu yönetimi. Oyuncularıyla iletişimi çok övülen İspanyol menajer hakkında Moutinho, “Takıma güven ve ruh kazandırdı”&nbsp;açıklamasını yapmıştı. Takımının gol yemeden tamamlamadığı bütün maçlardan sonra oyuncuları ve ailelerini yemeğe götüren İspanyol menajer, bu konu sorulduğunda “Bugüne kadar yaptığım en iyi yatırım” cevabını verdi.<img src="https://images.aposto.com/2023/2/5/1677870408926.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.34" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Worldwide WolvesAncak düşme potasından uzaklaşsalar da henüz her şey, hatta hiçbir şey bitmiş değil. Pozisyonu gole çevirme konusunda ligin dibinde yer alan Wolves’ta 3. bölgedeki isimlerden beklenen gol katkısı bir türlü sağlanamadı. Santrfor mevkisinde görev alan Raul Jimenez ve Hee-chan Hwang, sezonun bu bölümüne kadar toplam 5 gol atabilmiş durumdalar. Yeni transfer Cunha, sezonun ilk maçında sakatlanarak sezonu kapatan Sasa Kalajdzic ve onun yokluğunda serbest oyuncu konumundayken transfer edilen Diego Costa ise henüz golle tanışamadı. Bu arada Jimenez ve Hwang’ın gollerinin kupa maçlarında olduğunu da hatırlatmak gerekir. Bir Wolverhampton santrforunun Premier Lig’de gol attığı son maçta takvim yaprakları 10 Mart 2022’yi gösteriyordu. Bugün oynanacak Tottenham karşılaşmasında bu isimlerden birinden gol gelmemesi halinde Wolves santrforları 1 takvim yılını gol atamadan tamamlamış olacak.&nbsp;Özellikle Bournemouth maçı santrforların pozisyonları bitirememesinin yaşatabileceği sıkıntıyı yakından gösterdi. Topa %68 ile sahip olup rakip kaleye tam 15 şut çeken Wolves, karşılaşmayı gol atamadan tamamlamış ve küme düşme hattındaki olası rakibine kendi evinde mağlup olmuştu. 5’er gol atan Ruben Neves ve Podence’in dışında Wolverhampton kadrosunda ligde 1 golden fazla gol atabilen bir oyuncu bulunmuyor.Forvetlerin gol sorunu dışında Wolverhampton’daki en büyük sorunlardan biriyse Matheus Nunes meselesi. Geçtiğimiz yaz 38 milyon £ karşılığında transfer edilen Portekizli, bu sezon yalnızca 1 asist yapabilmiş durumda. Lage tarafından sık sık 10 ve 8 numaralarda tercih edilen Nunes, özellikle Lemina transferi sonrası merkezde forma şansı bulamadı. Lopetegui ile sık sık sol kanatta forma giymeye başlayan 24 yaşındaki futbolcu, bu rolde de şimdiye kadar performansını yükseltemedi. Nunes’in yeni rolü sorulduğunda Lopetegui, “Yeni mevkisine adapte olmaya çalışıyor. Güçlü, kaliteli, belki bitiriciliğini geliştirebilir ancak ondan mutluyuz” açıklamasını yaptı.<img src="https://images.aposto.com/2023/2/5/1677870665347.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.50" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Molineux NewsBelki bu sezonu değil ancak yaz transfer dönemini en etkileyecek konulardan biriyse Ruben Neves ve Joao Moutinho gibi isimlerin takımdaki gelecekleri. İki ismin de kış transfer döneminde kadroda tutulması sağlansa da bu birlikteliğin uzun sürmeme ihtimali oldukça fazla. Takımın şu an en değerli oyuncusu olarak görülen Ruben Neves için daha önce de transfer haberleri çıkmış, ancak Wolves yönetimi Portekizliyi takımda tutmayı başarmıştı. Sözleşmesi 2024 yazında bitecek Neves’i takımda tutmak bu yaz oldukça zor olacak. Bir başka önemli isim Moutinho’da ise işler daha zor. Sezon sonunda sözleşmesi sona erecek Portekizli, ilerleyen yaşına rağmen yaz transfer döneminin gözde isimlerinden biri olacaktır. Adama Traore, Nelson Semedo, Boubacar Traore ve Diego Costa sözleşmesi sezon sonunda sona erecek diğer A takım oyuncuları durumunda.Wolverhampton adına kötü başlanan, 1 yıllık Bruno Lage döneminin sonra erdiği, Dünya Kupası arasına kadar geçen yaklaşık 1.5 aylık menajersiz süreç Lopetegui’nin göreve gelişiyle sonlanmıştı. Kadro kalitesi ve son haftalarda yakaladığı çıkışla takım için bu sezonki ana hedef büyük bir korku yaşamadan ligde kalmayı başarmak olmalı. Önümüzdeki sezonun kaderini de gidecek ve kalacak isimler belirleyecek. Bu kış transfer döneminde tekrar gördüğümüz gibi takıma para harcamayı, yatırım yapmayı bırakmayan Wolves yönetimine bu kış yine büyük iş düşüyor.Sonuç olarak İspanyol menajer, Wolves'un üzerindeki sisli bulutları dağıtsa da güneşli günler için hala yapılması gereken hamleler var.

Lopetegui, Wolves'un üzerindeki sisli bulutları dağıttı ancak güneşin açtığını söylemek için henüz erken.

Mükemmelden İki Adım Uzakta

Premier Lig’de sezona muhteşem bir giriş yapan Erling Haaland, geçtiğimiz hafta sonu Leicester City ile oynanan karşılaşmada sakatlığı nedeniyle forma giyemedi. Bu, ligde oynadığı 11 maçta 17 gol atan yıldız 9 numaranın maç başına 1,55 gibi inanması oldukça güç bir gol ortalaması yakaladığı Premier Lig’de ilk defa maç kaçırması anlamına geldi. Golcüsünün yokluğunda Leicester City’nin yoğun savunması karşısında zorlanan Manchester City ise golü Kevin De Bruyne’nin harika frikik golüyle buldu ve maçı kazanmayı başardı.Maç başına gol oranı bu kadar yüksek olan bir oyuncunun yokluğu, muhtemelen her takımı olacağı gibi, Manchester City’yi de olumsuz etkiledi. Haaland’ın yokluğunda ilk 11’de forma giyen yeni transfer Julian Alvarez, fenomen golcü gibi savunma arkasına koşular yapmaya çalışsa da topla buluşma konusunda takım arkadaşı kadar öne çıkamadı. Leicester City’nin savunma ağırlıklı 5-4-1 dizilişi karşısında kendisine alan bulmakta zorlanan genç oyuncu, maçta sadece 12 kez topla buluşabildi. İkili mücadelelerde de Leicester’ın fiziksel özellikleri ile öne çıkan stoper üçlüsüne karşı etkisiz kalan Alvarez, ilk 11’de başladığı ilk Premier Lig maçında bekleneni veremedi. Hazırlık döneminde ve sonradan oyuna girdiği maçlarda olumlu sinyaller veren Arjantinli futbolcunun kendisini asıl gösterdiği karşılaşmaysa Şampiyonlar Ligi’nde oynanan Sevilla maçı oldu. 3-1 kazanılan karşılaşmayı 1 gol ve 2 asistle tamamlayan Alvarez, Haaland’ın oynamasının kesin olmayacağı Fulham karşılaşması öncesinde ilk 11’de başlamak için ikna edici bir performans gösterdi.<img src="https://images.aposto.com/2022/10/5/1667568628618.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Via Pais<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Haaland’ın yokluğunda takımın gol yollarındaki etkisizliğinin sorumluluğunu Alvarez’e yüklemek haksızlık olur. Manchester City’nin geçtiğimiz yıllarda da futbolundaki en büyük zaafları arasında kapalı defansları açmak vardı. Özellikle geçen sezonki Crystal Palace ve Nuno Espirito Santo dönemindeki Wolves maçları buna örnek olarak verilebilir. Bu tip durumlarda Haaland’ın dar alanlarda yaptığı hareketlenmeler ve kendisini bir şekilde boşa çıkarma yeteneği takımın kapalı defansları da açması konusunda yardımcı oluyor. Haaland’ın yokluğunu fırsat bilerek savunma hattını Daniel Amartey – Wout Faes – Çağlar Söyüncü üçlüsüyle kuran Leicester menajeri Brendan Rodgers, istediğini almaya oldukça yaklaştı.Transferi sonrası Haaland’ın takımdaki varlığından en çok fayda sağlayan isimler Phil Foden ve De Bruyne oldu. Rakip savunmacıların Norveçli yıldıza odaklanmasıyla City kariyerlerinde ilk defa önlerinde boş alanlar bulan iki futbolcu da sezona çok iyi başlangıçlar yaptı. Geçtiğimiz 2 sezonu ligde 9’ar golle tamamlayan Foden, henüz kasım ayı başlamadan ligde 6 gole ulaşmış durumda. Ligde 9, Şampiyonlar Ligi’nde de 3 asistle oynayan De Bruyne ise artık top dağıtımı yaparken çok daha az baskı altında kalıyor. Bunu en rahat gördüğümüz maçsa Southampton karşılaşması oldu.Geçtiğimiz sezonlarda klasik bir 9 numarası olmadan başarılar kazanan Manchester City, Sevilla maçına kadar bu sezon Haaland’sız oynadığı maçlarda hücum performansı olarak eskiyi aratan bir performans gösterdi. Bunun en büyük nedeniyse takımın bu oyunu oynamasında önemli payı olan 2 futbolcunun yaz transfer döneminde takımdan ayrılmasıydı. Gabriel Jesus’un City’de öne çıkaran özelliklerden yüksek pres gücü ve top tekniği özellikleri olması nedeniyle takıma kazandırılan Alvarez, henüz Brezilyalı futbolcunun Pep’in elinde yaşadığı dönüşümü yaşayamadı. Daha önce birçok oyuncuya çok farklı özellikler kattığına şahit olduğumuz Pep Guardiola, henüz Alvarez’i istediği forvete dönüştürmek konusunda yeterli zamana sahip olamadı. Bu gibi durumlarda sorumluluk almak genellikle takımın tecrübeli oyuncularına düşer. Leicester City maçında De Bruyne’nin yaptığı da tam olarak buydu. Belçikalı yıldız attığı frikik golüyle takımına galibiyeti getirmeyi başardı.<img src="https://images.aposto.com/2022/10/5/1667568724987.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: GOAL<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Ancak bütün bu olumsuzlukların yanı sıra 1 maçlık performanstan büyük anlamlar çıkarmak da yanlış olur. Her alanda olduğu gibi futbolda da kesin kanıya varmak için daha fazla örneğin karşılaştırılması gerekiyor. Haaland fiziğindeki bir futbolcunun sezonun belirli dönemlerinde böyle ufak sakatlıklar yaşayacağını hem Pep hem sağlık ekibi hem de oyuncunun kariyerini takip edenler tahmin ediyordu. Bu tip durumlarda genelde yaratıcı çözümler bulmasına alışık olduğumuz Guardiola’nın böyle 2-3 maçlık dönemler için nasıl planlar üreteceğini zamanla göreceğiz. Özellikle Dünya Kupası sonrası oluşacak yoğun fikstür her kulübü oldukça zorlayacak. Bu gibi durumlarda rotasyonu iyi yapmasıyla tanıdığımız Pep’e bir kez daha büyük bir iş düşüyor.Haaland’sız dönemin City adına görece daha rahat geçmesinin bir nedeni de fikstür. Ligin alt sıralarından kurtulmaya çalışan Leicester deplasmanında ve gruptan çıkmanın garanti olduğu Şampiyonlar Ligi’ndeki Sevilla maçlarında oynayamayan Norveçli golcünün Fulham karşılaşmasında oynamama ihtimali de yüksek görünüyor. Bu maçın ardından Lig Kupası maçında Chelsea ile karşılaşacak City’nin Dünya Kupası arası öncesi son maçı de kendi evinde Brentford karşısında olacak. Haaland’ın yokluğunu nispeten kolay bir fikstürde geçirecek olan City’nin bir avantajı da Norveç milli takımının Dünya Kupası’nda yer almayacak olması. Bu süreçte Haaland’ın hem sakatlığını atlatmak hem de kendisini fiziksel olarak hazırlamak için oldukça uzun bir zamanı olacak.

Erling Haaland'sız Manchester City'den çıkan notlar neler?

Buruk Tat

Son yıllarda şampiyonluk için rekabet etmelerine alışık olduğumuz Manchester City ve Liverpool, bu sezon ligdeki ilk buluşmalarına farklı koşullar altında çıkacak. Ev sahibi Liverpool sezona beklentilerin oldukça uzağında başladı ve puan tablosunun 10. sırasında yer alıyor. Ligin yenilgisiz tek takımı Manchester City ise geçtiğimiz haftayı lider Arsenal’in 1 puan gerisinde 2. sırada tamamladı.Sezona yüksek perdeden bir başlangıç yapan Manchester City, özellikle son 2 haftadaki performansıyla rakiplerine adeta bir mesaj verdi. Manchester derbisinden 6 gollük zaferle ayrılan Pep Guardiola’nın öğrencileri Southampton karşısındaysa 4-0 kazanarak yoluna yenilgisiz devam etti. 9 haftada yalnızca 4 puan kaybeden City bu sayede 2018/19 sezonundan bu yana en iyi başlangıcı yaptı. O sezonda da ilk 9 haftayı 23 puanla geçen Manchester temsilcisi, Premier League tarihinin en unutulmaz şampiyonluk yarışlarından birinde kupayı müzesine götürmeyi başarmıştı.<img src="https://images.aposto.com/2022/9/5/1665738675936.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Football365<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Bireysel PerformanslarManchester City'nin ivmelenen form grafiğini Erling Haaland’dan bağımsız değerlendirmek imkansız. Sezona mükemmel bir giriş yapan Norveçli yıldız, 9 Premier League maçının tamamına ilk 11’de başladı ve bu dönemde 15 gol kaydetti. Şampiyonlar Ligi’nde de 3 maçta 5 gol atan 22 yaşındaki futbolcu, kendisinden beklenen katkıyı daha ilk maç haftasıyla birlikte sergilemeye başladı. Attığı gollerden bağımsız olarak Haaland, takımın hücum paternlerinde oynadığı rolle birlikte de Manchester City için hayati bir öneme sahip. Geçtiğimiz hafta oynanan Southampton maçında elde edilen 4 gollü galibiyette gollerin ilk üçünde skora katkısı olmasa da Norveçli 9 numaranın yarattığı boşluklar takım arkadaşlarına rahat gol vuruşları imkanı tanıdı. Özellikle geniş alan yakalanan pozisyonlarda rakip savunmanın konsantrasyonunu Haaland üzerinde yoğunlaştırması, başta Phil Foden olmak üzere diğer takım arkadaşları için de ciddi fırsatlar anlamına geliyor. Bu sezon ligde çıktığı 9 maçta 6 gol ve 3 asistlik performans sergileyen İngiliz futbolcu, Manchester derbisinde yaptığı hat-trick ile de dikkat çekmişti. Sezon ilerledikçe Haaland’ın topsuz oyunu daha fazla öğrenmesiyle City’nin daha da korkutucu bir takım olması ihtimali oldukça yüksek.Taktik SavaşıFutbolda son yıllarda menajerler arası rekabet denilince ilk akla gelenlerden biri Guardiola ile Klopp arasında. İki ismin Almanya’da başlayan rekabetleri birer yıl arayla İngiltere’ye taşındığından beri Liverpool ile Manchester City arasındaki karşılaşmalar genellikle büyük birer futbol ziyafetine sahne oldu. Bu sezonki form durumları göz önüne alındığında Klopp’un 2019’daki gibi özel bir performans göstermesi gerekiyor. Son haftalarda oyununu 4-4-2 dizilişine evirmeye başlayan Alman menajerin City maçına da bu şekilde çıkma ihtimali yüksek görülüyor. Bu durumda orta sahalar maçın kilidi olacak. Sürpriz bir Guardiola rotasyonu olmazsa Rodri – İlkay – De Bruyne merkez üçlüsüyle maça çıkacak olan City, Henderson – Fabinho ikilisine karşı hem nitelik hem de nicelik olarak üstünlük kurabilir. Ancak son maçta ters ayaklı kanat oyuncuları tercih eden Klopp’un tercihi bu isimleri de merkeze daha yakın oynatıp adeta bir dörtlü merkez gibi kullanarak merkezdeki nitelik eksikliğini oyuncu sayısını arttırarak çözmeye çalışabilir. Bu durumda gözler bir kez daha Cancelo’yu arayacak. Bu sezon üst düzey bir performans gösteren Portekizli futbolcu, kolay kolay önünde boşluk bırakılacak bir isim değil. Böyle bir durumda maçın kaderini Klopp’un oyuncularını saha içi alan kapatma konusunda ne kadar çabuk sisteme adapte edebildiğine göre değişebilir.<img src="https://images.aposto.com/2022/9/5/1665738742173.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.91" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Manchester Evening News<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Savunma SıkıntısıHücum performansında kusursuza yakın gözüken Manchester City, sezonun şimdiye kadarki bölümünde savunma anlamında zaman zaman zorlandı. Crystal Palace'a karşı 2, Newcastle United'a karşı kalesinde 3 gol gören City, Manchester derbisindeyse skorbord 6-1'i gösterdikten sonra kalesinde 2 gol görmüştü. Bunun en büyük nedeniyse savunmada yaşanan sakatlıklar ve beraberinde getirdiği zorunlu rotasyon. Ekim ayının ortasına kadar geçen süreçte çeşitli dönemlerde Ayremic Laporte, Kyle Walker, John Stones ve Nathan Ake’nin maç kaçırmasıyla Manchester City savunması neredeyse her maç değişmek zorunda kaldı.Bu sezon ligde oynadığı 9 maçta 6 farklı savunma hattıyla oynayan City, ideal savunma hattı olarak görülebilecek olan Walker-Stones-Dias-Cancelo hattını yalnızca 3 maçta kullanabildi. Bu dönemde forma şansı bulan Nathan Ake ve yeni transfer Manuel Akanji iyi performanslar gösterseler de savunma uyumu konusunda City zaman zaman zorlandı. Liverpool deplasmanına Walker’dan yoksun olarak gidecek City, sakatlıktan dönme aşamasındaki Stones’tan da muhtemelen yararlanamayacak. Oyunu önde oynamayı tercih eden Guardiola’nın öğrencilerinin ideal olmayan bir savunma hattıyla olası bir Liverpool çift forvetine karşı zorlanması da ihtimaller arasında.X Faktör: Erling HaalandSadece bu maç için değil, sezonun şu ana kadarki bölümünün bir X faktörünü seçecek olursak bu isim tartışmasız Erling Haaland olur. Norveçli golcü Manchester City’e transfer olduğunda Guardiola’nın sistemine ne kadar uyacağı gibi bir soru işareti vardı. Genelde sabit bir 9 numarayla oynamayı tercih etmeyen İspanyol menajerin Haaland’ı alıştığımız futboluna nasıl adapte edeceği, bu tip bir oyunu daha önce oynamayan Haaland’ın da buna nasıl uyum sağlayacağı maçlar başlamadan önce tartışılan konular arasındaydı. Üstelik Community Shield karşılaşmasında hem takımın kötü performansı hem de Haaland’ın topla çok az buluşabilmesi bu soru işaretlerini daha da güçlendirmişti. Ancak ligin ilk haftasıyla birlikte bu endişelerin ne kadar yersiz olduğu ortaya çıktı. Ligin ilk 3 haftasını 3 gol ve 1 asistle geçen Haaland asıl patlamayı Crystal Palace maçıyla birlikte yaptı. Bu maçta, iyi bir bitirici olmasının yanında City’nin oyununun gerektirdiği doğru pozisyon almayı da çok iyi yaptığını gösteren Haaland, Manchester United derbisindeyse bambaşka bir özelliğini gösterdi. Attığı 3 golün yanı sıra 2 de asist yapan Norveçli'nin özellikle son golde yaptığı asist dikkat çekiciydi.Bu sezon bazı maçlarda savunmada zorlanabildiği görülen Liverpool karşısında Haaland bir kez daha City’nin en büyük silahı olacak. Özellikle Virgil van Dijk – Haaland mücadelesi en az maç kadar heyecanla beklenmesi gereken bir eşleşme. Premier League’e gelişinin ardından birçok sınavı başarıyla geçen Haaland için belki de bu sınavların en zorlusuna karşı göstereceği performans maçın gidişatını etkileyecek en önemli faktör olacak.

Manchester City, Liverpool deplasmanına favori konumunda çıkıyor. Ancak Anfield, her zaman Anfield'dır.

Farklı Koşullar

Kasım 2008: 5 Dakikada 3 Golİlk yarısı golsüz sonuçlanan maçın 63. dakikasında West Ham, Scott Parker’ın pasında Jack Collison’ın golüyle 1-0 öne geçti. Son bölüme 1-0 önde giren Londra ekibi 82. dakikadan itibaren büyük bir şok yaşadı. 82’de Louis Saha’nın asistinde Joleon Lescott skoru eşitledi. Fransız yıldız 85 ve 87. dakikalarda attığı gollerle takımına galibiyeti getirirken iki takım arasındaki rekabetin en unutulmaz bireysel performanslarından birini <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=ppHxJnNF0Xo&t=1s" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">sergilemişti.</a><img src="https://images.aposto.com/2022/8/5/1663335283809.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Sky Sports<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Eylül 2013: Leighton Baines’in İmzasıBir maçta aynı futbolcunun 2 frikik golü atması nadir görülen futbol olaylarındandır. 2013’te Londra’da oynanan West Ham-Everton maçı ise böyle enteresan bir senaryoya sahip olması özel bir yerde konumlanıyor. Ev sahibi 2 kez öne geçmeyi başarsa da Everton’ın cevabı duran toplardan Leighton Baines ile geldi. 83’te skoru 2-2 yapan golün ardından Kevin Mirallas’ın asistinde Romelu Lukaku takımına 3 puanı getiren isim olsa da Baines maça çoktan <a fr-original-style="" href="https://www.premierleague.com/video/single/372515" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">imzasını atmıştı.</a> Mart 2016: West Ham’ın Geri DönüşüKarşılaşmanın 13. dakikasında Romelu Lukaku ile öne geçen Everton, 34. dakikadaysa Kevin Mirallas’ın 2. sarı kartı görüp oyundan atılmasıyla sarsıldı. İkinci yarıda Aaron Lennon’ın golüyle durumu 2-0 yapan ev sahibi ekip, bitime 20 dakika kala penaltı kazansa da Lukaku bu şansı değerlendiremedi ve Goodison Park sakinleri için korku filmi başladı. Kaçan penaltının ardından maçta dengeler değişirken 78'de Michail Antonio ve 81'de Diafra Sakho ile bulduğu gollerle skoru eşitleyen West Ham’a galibiyeti getiren gol 90. dakikada Dimitri Payet'ten <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=aTb2uGup8No" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">geldi.</a>Ocak 2015: Adrian’ın Turu Getiren Penaltısı2014/15 sezonunda FA Cup’ta iki takım 3. turda karşı karşıya geldiler. Beraberlikle sonuçlanan ilk 90 dakikanın ardından Londra’da oynanan tekrar maçında West Ham 57’de Enner Valencia ile öne geçti. 82’de topu ağlara gönderen Kevin Mirallas maçı uzatmaya taşımayı başardı. Uzatmalardaysa Romelu Lukaku’nun golüne Carlton Cole cevap verdi ve karşılaşma penaltılara gitti. Steven Naismith ve Stewart Downing’in karşılıklı kaçırdıkları penaltılar sonrası seri penaltılarda iki takımın oyuncuları başka hata yapmadı ve 10. penaltılarda iş kalecilere düştü. Everton kalecisi Robles’in direkten dönen penaltısı sonrasında West Ham kalecisi Adrian penaltıyı gole çevirdi ve takımının turu geçmesini <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=omg08KTfysw" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">sağladı.</a><img src="https://images.aposto.com/2022/8/5/1663335681700.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Daily Mail<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Nisan 1980: FA Cup Yarı Finali1979/80 sezonunda FA Cup finaline yükselebilmek için Everton ve West Ham karşı karşıya geldiler. 4 gün önce berabere biten karşılaşmanın tekrarında da maç uzatmalara kalmıştı. Ancak uzatma bölümünün son dakikalarında sahneye Frank Lampard Sr. çıktı. Bitime 2 dakika kala yaptığı kafa vuruşuyla takımını finale çıkaran Lampard’ın gol sevinci de unutulmazlar arasına <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=P05k_YEkXUg" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">girdi.</a>

Everton ve West Ham United arasındaki en unutulmaz 5 maç.

Top 5: Everton vs West Ham

Premier League’de son yılların dikkat çeken takımlarından biri olan Leicester City, beklentilerin altında geçen 2021/22 sezonunun ardından yeni sezonda tekrar üst sıraları hedefliyor. Geçtiğimiz sezon son 4 haftada aldığı 3 galibiyetle ligi 8. sırada tamamlamayı başaran Leicester için sezon oldukça zorlu geçti. Jamie Vardy, Wesley Fofana, James Justin, Jonny Evans&nbsp;ve&nbsp;Ricardo Pereira gibi kilit oyuncuların sakatlandığı sezonda ligin büyük bölümünü tablonun 2. yarısında geçiren Tilkiler, Avrupa Ligi’ne grup aşamalarında veda edip Avrupa Konferans Ligi’ne yarı finalde elenirken, yerel kupalarda da bekleneni veremedi.Genelde bu tip başarısız geçen sezonların ardından Premier League takımlarının kadrolarında büyük değişikliğe gitmelerine alışığız. Ancak Leicester transfer döneminin başından beri bunun tam tersi bir yolda hareket ediyor. Bu sezon herhangi bir transfer yapmayan Brendan Rodgers'ın ekibinde yedek kaleci Elden Jakupovic serbest bırakılırken, kulübün simge isimlerinden olan kaleci Kasper Schmeichel da Fransa’nın yolunu tuttu. Buna karşın geçen sezon sakatlıkları nedeniyle uzun süre forma giyemeyen yıldız oyuncularının dönüşü Leicester için adeta yeni transfer etkisi yaratabilir.Yaz Kampı2011/12 sezonunda takıma katılan ve kulübün 2015/16 sezonunda elde ettiği şampiyonluğun mimarlarından olan Kasper Schmeicher, şu ana kadar bu yaz kadrodan ayrılan en yüksek profilli oyuncu. Danimarkalı futbolcunun ayrılığının ardından Brendan Rodgers’ın kaledeki tercihi muhtemelen Danny Ward olacak. 2018/19 sezonunda Liverpool’dan transfer edilen Ward, Leicester City’de kulübede kalsa da Galler milli takımında oynamaya devam ediyordu. 4 sezondur kadroda olan 28 yaşındaki kalecinin en büyük dezavantajı bu süreçte sadece 18 maça çıkabilmesi. Geçtiğimiz sezonun mayıs ayında Leicester City formasıyla ilk defa bir Premier League maçına çıkan Galli kalecinin takımın birinci kaleciliğine ne kadar hazır olduğunu bizlere zaman gösterecek.Takımdan ayrılması kesinleşen Danimarkalı kaleci dışında kadrodaki yüksek profilli isimlerin de önemli talipleri var. 2021/22 sezonunu gol katkısında zirvede tamamlayan oyuncusu James Maddison’ın adı bugünlerde sıkça Newcastle United ile anılıyor. Bunun yanında adı başka takımlarla anılan diğer bir oyuncu da Wesley Fofana. 21 yaşındaki stoperle Chelsea’nin ilgisi olduğu ancak Leicester yönetiminin gelen teklifi reddettiği haberleri de yakın zamanda basında yer aldı. Ligin başlamasının ardından bu kadar önemli iki oyuncudan birinin bile ayrılığı Leicester City için işleri oldukça zorlaştıracaktır.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/5/1659723441290.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Leicester Mercury<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Transferde adı geçen isimlerin dışında Tielemans, Çağlar, Amartey ve Perez’in oluşturduğu sözleşmesinin son yılına giren bir sınıf da var. Özellikle Tielemans, sakatlıklar nedeniyle çok zorlanılan dönemde takımına yaptığı liderlikle fark yaratmıştı ve onun kaybı ciddi tahribat yaratacaktır. Transfer için yüksek bir bütçe Leicester City’de Tielemans gibi önemli bir oyuncunun bedavaya elden çıkması, önümüzdeki yılların kadro planlamasını da olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle sözleşme yenilenemediği durumda ara transfer döneminde Tielemans’ı başka formayla izleme ihtimalimiz de bulunuyor. Sözleşmesinin sona ermesi kritik olan bir futbolcu da Çağlar. Milli futbolcunun adı transfer döneminin başlarında Inter ile anılsa da transfer gerçekleşmemişti. Savunmanın kilit isimlerinden olan 26 yaşındaki futbolcunun takımdaki geleceği de Leicester City açısından büyük önem taşıyor.Bütün bunlarla birlikte sezonun Leicester adına gidişatı transferin son ayındaki giden ve gelen oyunculara göre belli olacak. Eğer ihtiyaç duyulan hamleler gelmezse takımın bu sezon da zorlanması olası. Geçen sezon sahip olduğu dar kadroyla Avrupa kupalarında devam ederken zorlanan Leicester için bu sezon bu organizasyonda olunmaması bir avantaj olabilir.Takımdaki görevine 2019’da başlayan menajer Brendan Rodgers da yaptığı bir açıklamada transfer bütçelerinin olmamasından duyduğu hayal kırıklığından şu cümlelerle bahsetmişti.&nbsp;“Benim dürüst görüşüm takımın istediği seviyede olmayacağı, ancak kulübe gerçekten saygı duyuyorum ve onlarla savaşa girmek istemiyorum.”Geçtiğimiz sezon hakkında zaman zaman istifa edeceği iddiaları çıkan Rodgers, takımda kalmayı tercih etmiş ve son bölümde yakalanan çıkışla kötü geçen sezonu tablonun ilk yarısında tamamlamayı başardı.Taktik SahasıGeçen sezon zaman zaman üçlü zaman zaman da dörtlü savunma ile oynayan Leicester'dan bu sezon da yine bu iki sistemi dönüşümlü kullanması bekleniliyor. Geçtiğimiz sezonun son bölümünde Rodgers’ın tercihi genellikle 4-3-3 olmuştu. Ayrıca zaman zaman 3-4-3 veya 3-4-2-1 gibi dizilişler de Kuzey İrlandalı menajerin tercihleri arasında olabilir. Dizilişten bağımsız Rodgers’ın&nbsp;Vardy – Maddison – Barnes üçlüsünü bozması çok büyük sürpriz olur. Burada tek istisna, 35 yaşına gelen Vardy’de gözlemlenebilecek potansiyel bir performans düşüşünde yerine&nbsp;Patson Daka’nın geçmesi olabilir. Savunma ve orta sahaysa dizilişlere göre farklılık gösterecek pozisyonlar olacaktır.&nbsp;Stoper hattında elde tutulması durumunda sakatlıktan dönen Fofana’ya Çağlar’ın eşlik etmesi beklenebilir. Geçtiğimiz sezon bir dönem takımdaki yerini kaybeden milli futbolcunun ilk 11’e dönmesi bekleniyor. Bir başka sakatlıktan dönen oyuncu Evans, Amartey&nbsp;ve Vestegaard&nbsp;ile birlikte stoper rotasyonunu tamamlayacak. Merkezde iki orta sahayla oynanması durumunda Ndidi – Tielemans ideal ikili gibi duruyor. Orta sahada Rodgers’ın tercihinin üçlü olması durumundaysa bu ikiliye eklenecek isim geçen sezon büyük bir çıkış yakalayan Kieran Dewsbury-Hall olabilir. Soumare ve kiradan dönen Praet de burada rotasyonu tamamlayacak. Geçen sezon sakatlıklar nedeniyle sorun yaşanan mevkilerden olan beklerdeyse James Justin ve Ricardo Pereira’nın dönüşleri Rodgers’ın elini güçlendirecektir. Soldaysa Castagne ve Luke Thomas ikilisi Premier League seviyesinde yeterli bir ikili olur.Dönüşüm2015/16 sezonunda yakalanan tarihi şampiyonluktan sonra ligin orta sıra takımları arasına düşen Leicester City, 2019’da göreve Brendan Rodgers’ın gelişiyle önemli bir çıkış yakaladı. 19/20 ve 20/21 sezonlarında Şampiyonlar Ligi yarışındaki en ciddi adaylardan biri olan Leicester, otoriteler tarafından ligin top 6 kulübü dışındaki en güçlü takım olarak konumlandırıldı. İki sezonda da ligi 5. sırada bitiren Tilkiler için geçtiğimiz yıl yaşanan sakatlık krizleriyle birlikte oldukça zorlayıcı geçti. Bunun etkisiyle bu yılla ilgili yapılan değerlendirmelere bakıldığında Leicester City’nin top 6’ya en yakın kulüp beklentilerinde geriye düştüğü görünüyor. Bunda tabi ki ligin diğer orta sıra takımlarının yükselişi ve kadrolarını güçlendirmeleri büyük pay sahibi.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/5/1659723622939.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Leicester Mercury<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Geçtiğimiz sezonu 7. sırada bitiren ve Avrupa Ligi’ne yarı finalde veda eden West Ham United, kadrosunu&nbsp;Gianluca Scamacca ve Nayef Aguerd ile güçlendirdi. Ayrıca geçen yıl devre arasının ardından büyük bir çıkış yakalayan Newcastle United da&nbsp;Nick Pope&nbsp;ve Sven Botman gibi isimleri kadrosuna kattı. Phillips ve Raphinha satışlarıyla adeta yeni bir takım kuran Leeds United da kadrosunda ciddi adımlar attı. Geçen sezon sakatlanan yıldız oyuncuların geri dönüşleri Leicester'ın bu sezonu geçtiğimiz sezona göre daha iyi geçirmesini sağlayacaktır. Ancak her sene daha zor bir hal alan Premier League’de yukarıda kalmak, en az yukarılara yükselmek kadar zor. Kadronun korunması da takımın lig tablosundaki yeri için önemli olacak. Transfer spekülasyonlarının ışığında kadronun korunması durumunda Leicester için gerçekçi beklenti lig tablosunun ilk yarısında rahat bir bitiriş olması şeklinde olacaktır. Ancak kadronun korunamamasıyla hedefler değişebilir.

Transferin sessiz takımı Leicester, lig hiyerarşisindeki yerini kaybetmemek adına mücadele edecek. 

Yeni Sezon Eski Leicester

Geçtiğimiz sezonun ortasında menajerlik görevine Antonio Conte’nin gelmesiyle büyük bir ivme yakalayan Tottenham, bu performansı kış transfer dönemindeki Rodrigo Bentancur ve Dejan Kulusevski hamlelerine borçluydu. Bentancur’un orta sahada, Kulusevski’nin de hücum hattında gösterdiği performansa Kane – Son ikilisinin uyumu da eklenince Kuzey Londra ekibi sezonu, çok özlediği Şampiyonlar Ligi potasında tamamladı.Yukarı doğru bir adım daha atmak için bu transfer döneminde de agresif davranan Tottenham, daha temmuz ayı bitmeden 6. transferini de resmi olarak açıkladı. Savunma hattı ve orta sahadaki zayıflıklar için eklemeler yapılırken geride kalan sezonda İtalyan menajerin oyuncu seçiminde en zorlandığı bölgeler olan sağ ve sol kanat beke de transferler gecikmedi. Sol çizgiye eski öğrencisi Ivan Perisic’i isteyen Conte'nin sağ taraftaki tercihiyse Middlesbrough’dan Djene Spence&nbsp;oldu ve bu taşları yerinden oynatacak bir hamle.Conte ve Bek KullanımıKış transfer döneminde Adama Traore için yoğun mesai harcayan Londra ekibinin eli, Conte'nin taslak halindeki planlarından dolayı zayıflamıştı. Conte'nin Traore'yi sağ kanat beke devşirme düşüncesi oyuncunun yanaşmadığı bir fikirdi ve bunun sonucunda Traore tercihini Barcelona’dan yana kullandı. Sezonun kalanında sağ kanat bekte Doherty ve Emerson kullanıldı ve bu iki oyuncunun da geçen sürede Conte’nin beklentilerini karşıladığını söylemek oldukça güç. Sezonu Doherty’nin sakatlığı nedeniyle tek opsiyon olarak tamamlayan Emerson, savunmada vasat üstü bir performans gösterse de hücumda Conte’nin beklentilerini karşılamakta zorlandı. Hazırlık maçlarında İtalyan menajerin Lucas Moura’yı sağ kanat bekte kullanması ve bir açıklamasında Kulusevski’nin de iyi bir kanat bek alternatifi olabileceğinin altını çizmesine ek olarak Spence transferinin de tamamlanması, Emerson’un kulüpten ayrılacağı iddialarını güçlendiriyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/6/1/1658783292759.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Sky Sports<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Başarı dolu yakın geçmişine baktığımızda Conte’nin kanat beklerinden maksimum verimi aldığını ve sonuca yürürken bu roldeki parçaların ana planda ciddi bir güç haline geldiğini görüyoruz. Chelsea'yle olan şampiyonluğunda Premier League'in o zamanki puan rekorunu kıran Conte, takımın sağ beki Azpilicueta'yı sağ stopere monte edip 5'li savunmanın kenarlarında Alonso ve Moses’ı tercih ederek devrimsel sayılabilecek bir denemede bulunmuştu. Inter ile kazandığı Serie A şampiyonluğundaysa aynı noktadaki tercihleri Perisic ve Hakimi'ydi ve bu da geçer akçeydi. Ligini domine ettiği bu iki örnekte de Conte’nin birbirine paralel sistemler üzerinde durduğu bariz: kenarların bir tarafında takımın hücum gücünü yükseltmek adına kanattan devşirme oyuncu tercih eden İtalyan menajer, diğer tarafta ise dengeyi sağlamak amacıyla bek orijinli bir oyuncu konumlandırıyor. Tottenham’da Conte’nin bu şablona uygun olarak Spence – Perisic ikilisini tercih etme ihtimali bulunuyor.Geçen sezon kiralık olarak forma giydiği Nottingham Forest’ta 3-5-2’nin sağ kanat bekinde sezonun neredeyse tamamını oynamasından dolayı Spence bu sisteme alışık ve bu Tottenham’daki işini epey kolaylaştıracaktır. Son 2 yılda 70’i Championship olmak üzere 90 resmi maça çıkan İngiliz futbolcu, genç yaşına rağmen ciddi bir profesyonel maç tecrübesi kazanmış durumda. Eylül ayında transfer olduğu Nottingham’da sezonun tamamına yakınını 90 dakika oynayarak geçiren Spence, takımının Champiyonship play-off şampiyonluğunda da ciddi bir pay sahibiydi. Geçtiğimiz sezonu liginin en fazla dribbling yapan savunma oyuncusu olarak tamamlayan 21 yaşındaki futbolcu, Conte’nin kanat bekinden istediği hücum katkısını verebilir.Transferle ilgili Conte’nin görüşü sorulduğunda İtalyan menajer, oyuncuyu kulüp için bir yatırım olarak gördüğünü söyledi. Ayrıca “Kulüp transferi tamamlamak istedi, ben de kabul ettim. Genç bir oyuncu, iyi ve bizim için önemli bir futbolcu olabileceğini gösterdi” açıklamasında bulunan Conte’nin cümlesini irdelediğimize transferin yönetim tarafından yapıldığını, İtalyan menajerin de transfere onay verdiğini anlayabiliyoruz. Bu nedenle Spence’in yeni takımında forma şansı bulabilmek için her zamankinden daha fazla çalışmaya ihtiyacı var. Transferi sonrası verdiği röportajda çok çalışmaya hazır olduğunu vurgulayan genç oyuncunun, Conte’nin tercihi olabilmesi için bu sözünü yerine getirmesi gerekiyor. Bu konuda muhtemelen Spence’e en yardımcı olacak kişiyse Fulham akademisinde U12 – U16 döneminde takım arkadaşı olan takım arkadaşı Ryan Sessegnon olacak. Londra doğumlu futbolcunun Tottenham macerasının nasıl olacağını zaman gösterecek.

Kanat bekler üzerindeki dokunuşlarıyla ustalaşan Antonio Conte'nin Djed Spence için de planları var.

Dönüşüm

Geçtiğimiz 4 yılda 3 şampiyonluk kazanan Manchester City için 4. şampiyonluk belki de içlerinde en zoruydu.

Unvan Koruma

Premier League’de son yılların en istikrarlı takımlarından Crystal Palace adına bir sezon daha düşme tehlikesinden veya Avrupa yarışından uzakta, ligin orta sıralarında sonlandı. İngiliz futbolunun en üst liginde üst üste 9. sezonunu tamamlayan Londra ekibi, kulüp tarihinin bu en uzun serisini bir sene daha uzatmayı başardı.Geçtiğimiz sezonun sonunda 4 yıldır menajer koltuğunda oturan Roy Hodgson'ın görevini sonlandıran Crystal Palace, yeni sezona lig tarihinin ikon karakterlerinden Patrick Vieira ile başladı. Yeni menajeri ile kadroda köklü bir değişime giden Palace, sezon başında çok sayıda oyuncuyla yola devam etmeme kararı aldı. Van Anholt, Townsend, Sakho, McCarthy, Cahill, Dann ve Hennessey gibi kadroda uzun zamandır yer alan isimlerle sözleşme yenilemeyen Londra ekibi, yaz transfer döneminde Marc Guéhi, Joachim Andersen, Odsonne Edouard, Michael Olise, Will Hughes transferleri için yaklaşık 73,5 milyon Euro harcadı ve kadronun iskeletini oldukça değiştirdi. Ayrıca sezonun özellikle ilk yarısında en öne çıkan isimlerden olan <a fr-original-style="" href="https://apos.to/s/6149c514287d0500063a8105" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Conor Gallagher</a> da kiralık olarak kadroya katıldı.<img src="https://images.aposto.com/2022/5/1/1655108378999.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Caught Offside<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Ligin ilk 9 haftalık bölümünde yalnızca 1 galibiyet alabilen Crystal Palace, buna karşılık bu dönemde sadece Chelsea ve Liverpool deplasmanlarında kaybetti. Ardından Manchester City ve Wolves engellerini aşan Londra ekibi, sonrasında oynadığı 14 maçta 2 galibiyet ve 5 beraberlik alabildi.&nbsp;Sezon ortasında yaşadığı bu düşüşü sezon sonunda tersine çeviren Palace, ligin son 13 haftasında sadece Leicester, Newcastle ve Everton deplasmanlarında mağlubiyet yaşadı ligi 12. sırada tamamladı. Takımın bu sezon en olumlu performansıysa FA Cup serüveninde yaşandı.&nbsp;Sırasıyla Millwall, Hartlepool United, Stoke City ve Everton’ı eleyerek yarı finale yükselen Crystal Palace, Wembley’de Chelsea’ye kaybederek turnuvaya veda etti.Son yıllarda görmeye alışık olduğumuzun aksine çok daha genç bir kadroyla sezona giren Crystal Palace, beklentileri çoğunlukla karşıladı. Yeni menajeriyle geçtiğimiz yıllara oranla daha ofansif bir futbol oynayan Londra ekibi, buna rağmen savunmasında çok az açık verdi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">2020/21 sezonunu kalesinde 66 gol görerek tamamlayan Crstal Palace’ta bu sayı geride bıraktığımız sezonda 46’ya geriledi. Bu sezon 12 maçta kalesini gole kapamayı başaran Palace, ayrıca ligi en az gol yiyen 7. takım olarak tamamladı.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2022/5/1/1655108554087.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: beIN Sports<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Bu sezon ligi ilk 4 sırada bitiren Chelsea, Liverpool ve Tottenham deplasmanlarında 3-0’lık mağlubiyetler alan Crystal Palace, iç sahada aldığı 2 farklı Liverpool yenilgisi de çıkarıldığında kalan 8 yenilgisini de tek farklı skorlarla aldı. Geçtiğimiz yıllarda zaman zaman maçlardan kopabilen ve farklı mağlubiyetler alabilen Palace adına sezonun en önemli kazanımlarından biri de bu oldu. Ayrıca sezonu +4 averajla tamamlayan Crystal Palace, böylece Premier League döneminde ilk defa bir sezonu artı averajla bitirmeyi başarmış oldu.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Kırılma Anı</h2>Sezonun çoğunluğunu orta sıralarda ve tehlikeden uzak geçiren Crystal Palace adına herhangi bir maçı kırılma anı seçmek oldukça zor. Ancak sezonun en unutulmaz performansı düşünüldüğünde akıllara gelen ilk maçlardan biri&nbsp;4 Nisan tarihinde oynanan Arsenal maçı olabilir. Şampiyonlar Ligi’ne katılım amacıyla maça çıkan formdaki rakibini Selhurst Park’ta 3-0 ile mağlup eden Palace, özellikle Vieira döneminin en etkileyici oyunlarından da birini sahaya yansıtmıştı. Topla yalnızca %31 oranda oynamasına rağmen Arsenal kalesinde pozisyonlar yakalayan Crystal Palace, erken elde ettiği üstünlüğü korumayı başardı ve sahadan galibiyetle ayrıldı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Menajere Not</h2>Patrick Vieira 7/10Futbolculuk kariyerinde Premier League’de 305 maça çıkan Patrick Vieira’nın İngiliz futboluna menajer olarak dönüşü haberi sezon başında oldukça ilgi çekiciydi. Daha önce New York City FC ve Nice kulüplerini çalıştıran Fransız menajerin Premier League’deki ilk sezonu beklentileri karşıladı. Yapılan transferlerle birlikte son yıllarda oynadığı oyuna göre ciddi bir gelişme gösteren Londra ekibinde Vieira hem yeni transferlere hem de kadrodaki genç oyunculara forma şansı vermekten hiç kaçınmadı.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/5/1/1655108808320.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Sports Illustrated<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Sezon başında yapılan 2 stoper transferi Guehi ve Andersen’e neredeyse sezonun tamamında forma şansı veren Viera, sol bekteyse alt yapıdan yetişen Tyrick Mitchell’e sezonun neredeyse tamamında ilk 11’de yer verdi. Kiralık olarak kadroya katılan Gallagher, sezon başı kadroya katılan Edouard, takımın bu sezonki asist kralı Olise ve devre arası kadroya katılan Mateta da Vieira’nın forma şansı verdiği genç isimler oldular. Vieira'nın Mitchell ve Guehi'nin milli takıma yükselmesinde payı yadsınamaz.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Sezonun Oyuncusu: Wilfried Zaha</h2>Crystal Palace’ta sezonun en golcü futbolcusu bir kez daha Wilfred Zaha oldu. Fildişili futbolcu ligde oynadığı 33 maçta 14 gol atarak en yakın rakibinden 6 gol daha fazla atarak sezonu tamamladı. Zaha ayrıca şubat ayında oynanan Norwich karşılaşmasında attığı golle Premier League’de ayın golü ödülünü kazanmıştı.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://youtu.be/yOU4SlUcC2E" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/5/2022-06-13T08:30:01.976Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.77" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Roy Hodgson'ın takımının 'Batman'i olan Zaha'nın bu sezon bir de 'Robin'i vardı. Chelsea’den kiralık olarak kadroya katılan Conor Gallagher, özellikle sezonun ilk yarısında &nbsp;beklentilerin zirvesine tırmandı ve takımın en çok forma giyen oyuncularından biri olarak sezonu tamamladı.&nbsp;22 yaşındaki futbolcunun bu performansı İngiltere menajeri Southgate’in de dikkatinden kaçmadı. Kasım ayında oynanan San Marino karşılaşmasında ilk defa A milli takım formasını giyen Gallagher, ayrıca şubat ayındaki iki hazırlık maçında da oynadı ve 1 gol kaydetti.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Beklentiler: 2022/23 Sezonu</h2>Yeni menajeriyle iyi bir sezon geçiren Crystal Palace adına yeni sezonda beklenti kadrodaki değişimi devam etmesi olabilir. Kouyate, Martin Kelly, Schlupp ve Jaroslaw Jach&nbsp;ile henüz sözleşme yenilenmedi. Ayrıca sezonun dikkat çekici isimlerinden Gallagher’ın da kiralık sözleşmesinin bitmesi sonrası Chelsea’ye dönmesi, merkez orta sahada doldurulması gereken büyük bir boşluğa yol açtı. Bu bölgeye transfer mi yapılacak yoksa kadro içinden Eze veya başka bir ismin mi kullanılacağını bizlere zaman gösterecek. Takımda eksik mevkilere transfer yapılması durumunda geçtiğimiz yılki transfer politikasının devamını görme ihtimalimiz yüksek.&nbsp;Ayrıca önümüzdeki sezon için Palace tarafında en merakla beklenen haberlerin başındaysa Zaha’nın kontrat durumu geliyor. Sözleşmesinin son yılına giren Fildişili futbolcunun kulüpteki geleceği de merak konusu. Son olarak Londra ekibinin geçtiğimiz sezon içinde yaklaşık 20 milyon £ harcama yapılarak önemli bir altyapı yatırımı yaptığını da hatırlatalım. Bu gelişmenin önemini belki bu sezon olmasa da önümüzdeki yıllarda görme ihtimalimiz oldukça yüksek.

Crystal Palace için günün sonunda sonuç değişmese de sahadaki futbol epey etkileyiciydi.

Gençlik İksiri

1883 – Blackburn Olympic 2-1 Old EtoniansFA Cup finallerinin belki de tarihsel açıdan en önemlisi 1883 yılında yaşandı. Blackburn Olympic, kupayı daha önce 2 kez müzesine götüren son şampiyon Old Etonians karşısında şampiyonluğu kazanarak bu organizasyonu kazanan ilk işçi sınıfı takımı oldu. O zamana kadar kupayı hep önemli okulların takımları kazanırken bu finalin ardından bir daha bu takımlardan biri final oynayamadı. Kupayı kazanan Blackburn Olympic ise yeni profesyonel çağa ayak uydurmakta zorlanarak 1889’da kapandı.&nbsp;Arthur Kinnaird, Fergus Suter, Jimmy Love gibi dönemin önemli isimlerini ekranlara taşıyan bu yapım tarihsel olaylardan esinlenilen ve futbolun profesyonelleşme sürecini anlatan Netflix yapımı The English Game mini dizisini de kaçırmayın.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.imdb.com/title/tt8403664/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/4/2022-05-13T22:54:38.439Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">1953 – Blackpool 4-3 Bolton WanderersFA Cup tarihinde önemli yere sahip finallerden biri olan 1953 finalinde Blackpool ile Bolton Wanderers karşı karşıya geldi. 100 bin kişi önünde Wembley’de oynanan karşılaşma ilerleyen zamandaysa dönemin en büyük yıldız futbolcularından olan&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=Rj9qm8lSI1c" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Sir Stanley Matthews’e atıfla Matthews finali olacak anılacaktı.</a>Daha önce bu kupanın finaline 2 defa çıkan Blackpool, bu iki denemesinde de kaybeden tarafta yer almıştı. Artık 38 yaşına gelen Matthews için belki de son kupa kazanma şansı olan finalin 55. dakikasında Bolton 3-1 öne geçti. Ancak sonrasında mükemmel bir geri dönüşe imza atan Blackpool, Stan Mortensen’in hattrick yaptığı karşılaşmayı son dakikada bulduğu gollerle 4-3 kazanmayı başardı.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">1956 – Manchester City 3-1 Birmingham City2. Dünya Savaşı’nda Almanlar adına savaşan ve sonrasında esir düşen Bert Trautmann’ın kaleciliğe olan yeteneği keşfedilmişti. Bu olayın ardından Manchester City tarafından kadroya dahil edilen Alman kaleci, kulübün yaklaşık 15 yıl boyunca simge isimlerinden biri oldu.Takımının 1956 yılında FA Cup finaline çıkmasında büyük pay oynayan Trautmann finalde bitime 17 dakika kala bir pozisyonda rakip forvetle çarpışarak kafasından sakatlık geçirdi. Ağrısına rağmen maçı oynamayı sürdüren Trautmann, takımının final maçını 3-1 kazanmasını sağlayan isimlerden biri oldu. Ancak maçtan sonra kontrol edildiğinde Alman kalecinin maç sırasında boynu kırıldığı ortaya çıktı. Buna rağmen mücadeleyi sürdürmesiyle FA Cup finaller tarihinin simge isimlerinden biri olan Trautmann’ın yaptığı bu fedakarlık maçın “Trautmann finali” olarak anılmasını sağlayacaktı.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=dpshxbR7DtA" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/4/2022-05-13T22:58:46.631Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">1973 – Leeds 0-1 Sunderland2. Lig’de yer alan Sunderland, rüya gibi geçen FA Cup sezonunun finalinde son şampiyon Leeds United ile karşı karşıya geldi. Maçın henüz ilk yarısında Ian Porterfield’ın golüyle 1-0 öne geçen Sunderland kalan sürede kalesini gole kapatmayı başararak tarihindeki ikinci FA Cup şampiyonluğunu kazandı. Maçın en öne çıkan oyuncularından biriyse kuşkusuz Sunderland kalecisi Jimmy Montgomery’di. Kalesine gelen topları başarıyla çıkaran İngiliz kalecinin özellikle bir pozisyonda yaptığı çifte kurtarış kupa tarihinin en unutulmaz anlarından biri oldu.O sezon Kupa Galipleri Kupası’nda da finalde Milan’a kaybeden Leeds, ligde sezonu 3. sırada tamamladı. Ertesi sezonsa Leeds United, tarihinin en başarılı sezonlarından birini yaşayacak ve sezonu 4 mağlubiyetle şampiyon olarak tamamlayacaktı. 36 yıl sonra bu kupayı ilk kez müzesine götüren Sunderland ise bir sonraki FA organizasyonu şampiyonluğu için 2021 yılındaki EFL Kupası şampiyonluğunu beklemek zorunda kalacaktı.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://twitter.com/SunderlandAFC/status/1108684680885202944?s=20&t=Rh8x9peQfy0z_xXayFcCyA" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/4/2022-05-13T23:02:40.390Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a><hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">1989 – Everton 2-3 Liverpool1989 yılında FA Cup’ta şampiyonu belirleyecek karşılaşmada Everton ve Liverpool karşı karşıya geldi. Ancak bu maçın anlamı çok daha büyüktü. Hillsborough faciasından yalnızca 5 hafta sonra oynanan bu karşılaşmaya 2 takım da siyah bantla çıktı ve saygı duruşunda bulunuldu. Maç öncesiyse Gerry &amp; the Pacemakers solisti Gerry Marsden sahneye çıkarak Liverpool ile özdeşleşen You'll Never Walk Alone şarkısını söylemişti.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=bpaLoXvfDmA" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/4/2022-05-13T23:04:00.703Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>Bu ortamda oynanan maçtaysa izleyenler tarihin en iyi finallerinden birine tanıklık etmişti. Henüz 4. dakikada Liverpool 1-0 öne geçti. Everton’sa 90. dakikada McCall ile skoru eşitleyerek maçı uzatmayı götürmeyi başardı. Uzatmalarda 95. dakikada Ian Rush takımını 2-1 öne geçirdi. 102’de Everton McCall ile tekrar skoru 2-2 yaptı. 104. dakikada Rush takımını tekrar öne geçirerek Liverpool’a şampiyonluğu getirdi.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=MEw9bHrdqNw&t=25s" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/4/2022-05-13T23:04:48.073Z.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>

Bugün oynanacak Liverpool-Chelsea maçıyla birlikte tarihin 141. FA Cup şampiyonu belli olacak. Böylesine tarihi bir organizasyon olunca finallerinde de unutulmaz anların yaşanması son derece normal. İşte bu unutulmaz anlardan 5 tanesi.

Oğuzcan Ergin