Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Erhan Aslanoğlu
İstanbul Topkapı Üniversitesi rektör yardımcısı, akademisyen ve ekonomist. Makroekonomi, Türkiye ve dünya ekonomisi alanlarıyla ilgilenen Aslanoğlu’nun yayımlanmış bir kitabı, kitap bölümleri, çok sayıda makalesi ve tebliğleri bulunuyor. Genel ekonomi, makroekonomik göstergelerin yorumlanması, Türkiye ve dünya ekonomisi, göstergeler ve gelişmeler üzerine seminer ve eğitimler veriyor.
Finansal piyasalar en kötümser senaryoları fiyatlıyor görünüyor ve oldukça kötümser bir hava var. Çoğunluğun benzer beklentilerde olduğu durumlarda o beklentilerin pek gerçekleşmediği de biliniyor.

Trump’ın geçtiğimiz yıl Kasım ayında göreve başlamasıyla hızla artan küresel belirsizlik, geçtiğimiz hafta mütekabiliyete (reciprocal) dayanan son tarife açıklamalarıyla had safhaya ulaşmış oldu. Küresel ekonominin tarihi bir süreç içerisinde olduğunu söylemek çok yanlış olmayacaktır.

Türkiye ekonomisine ilişkin önemli gelişmeler yaşanıyor, ancak son günlerde küresel piyasalarda, özellikle ABD’de yaşananlar, tüm ekonomileri ve piyasaları etkileyecek nitelikte görünüyor.

Bundan sonraki süreçte gerek enflasyonun gerekse faizlerin inişi muhtemelen yavaşlayarak devam edecektir. Bir süre sonra ise enflasyon ve faizin inişinin durduğu bir noktaya ulaşma ihtimalimiz de yüksek görünüyor

Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Ticaret Örgütü’nün (UNCTAD) 2024 yılı istatistik kitabı yayımlandı. Kitap, beş ana değişken altında 20’den fazla alt kategoriyle oldukça detaylı veriler sunuyor.

Ocak ayına göre gerileme olsa da Şubat ve Mart ayı enflasyonları görece yüksek gelecek. Ancak, baz etkisiyle yıllık enflasyonun önümüzdeki iki ayda %40’ın altına gerilemesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak Merkez Bankası’nın faizleri %40’ın altına indireceğini tahmin ediyoruz.

Trump’ın ikinci dönemiyle birlikte, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının yerini giderek daha belirgin bir şekilde bir hegemonya mücadelesine bıraktığını görüyoruz.

Korumacılığın artacağı ve buna bağlı olarak küresel büyüme hızının baskı altına gireceği bir döneme giriyoruz. Baskı yılın ikinci yarısında daha çok hissedilecektir.

Bu yılın yaklaşık 60 milyar dolarlık rezerv artışı, yurtdışından gelen finansman kaynaklarıyla değil, içeride vatandaşın KKM’yi bozarak Türk Lirası mevduatlara yönelmesinden kaynaklanıyor.

Pazartesi günü yayımlanan iktisadi yönelim istatistikleri ile dün açıklanan sektörel enflasyon beklentileri anketi, reel sektörün kısa ve orta vadeli büyüme ve enflasyon beklentilerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
